Ben az derim, sen çok anla (!),
Dünyayı boyadın kanla,
Sevgi, dostluk, barış varken,
Beynin dolmuş hırs ve kinle.
Muzu yedin, attın yola,
Tuzak kurdun başka kula,
Tükürürsen yere hâla,
Nasıl medeniyim (!) dersin...
Maruz kaldık çok darbeye
Muhtacsın temiz çevreye,
Hayvan genli bir meyveye,
Bakar, güler ve yersiniz (!).
Mısır, pamuk, pirinç, soya,
Yeyin beyler doya doya (!),
GDO’yla beslenirsen,
Sığamazsın karyolaya (!).
Buğdayı ekmek yaptınız,
Kabuklarını soydunuz,
Yeme (!), zararlı dediniz,
Sonunda çöpe attınız..
Bir gün gelip öleceksin,
Kara yere gireceksin,
Hakikati göreceksin,
Son pişmanlık fayda etmez.
Prof. Dr. Hasan Özçelik (Isparta)
Kayıt Tarihi : 28.6.2018 09:39:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bazı insanların zenginlik ve lüks yaşama hırsı, nimetleri sıradanlaştırıp yaptığı israfı, canlılara merhametsizliği ve tabiatı kendi hesabına hor kullanışı karşısındaki olaylardan örnekler verilerek bu şiir yazılmıştır. Şiirde kastedilen insanoğlu tabiatı bu şekilde tahrip eden, diğer insanların ve canlıların haklarına riayet etmeyen hırslı ve tatminsiz insanlardır. Çevre temizliğinden, dağların kirletilmesinden, dağlarda yaşayan canlıların haklarının çiğnenmesinden, bozulan ekosistem dengesinden, canlılara gen aktarımı ile meydana getirilen genetik kirlilikten ve sonuçlarından bahsedilmekte ve bu rahatsızlığı bitkilerin dilinden anlatmaya çalışmaktadır.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!