Isparta Gülümüze Leke Düşürmeyelim.

Zeki Çelik
8424

ŞİİR


35

TAKİPÇİ

Isparta Gülümüze Leke Düşürmeyelim.

ISPARTA GÜLÜMÜZE LEKE DÜŞÜRMEYELİM..

Merhaba saygıdeğer gönül dostlarım.Isparta şehrimiz bir birinden güzel dokuma halılarıyla ülkemizde satış rekorları kırarak zirveye oturmuştu. Gençliğimde halı sarayında desenli renkli her boy halıları gördükçe çok mutlu oluyordum, o yıllarda bende ticarete atılayım derken sermayen olmayınca evime hasır kilim sererek evimdeki eşimin çeyizi olan üzümlü halılarını mecburen satmak zorunda kalıp, geliriyle de bey hamamı karşısı Atatürk parkı içine kuru yemiş büfesi açarak üzerine de sanatımın gereği şair Zeki Çelik yazdırarak dikkatleri üzerime çekiyordum, gazetede şiirlerim yayımlanırdı.

İlimizde yapılan yanlışlar yüzünden Isparta halısı ıskartaya düşüverdi. Yenilikler yapsaydık ta millet makine halısına özeniyorsa, bizim Isparta modellerimiz motiflerde yer alsaydı o büyük fabrikalar yöremizde olsaydı iş arayan vatandaşlarımızda çalışsaydı ekonomizme güç katsaydık daha güzel olamaz mıydı?.

Isparta Şarkikaraağaç, Bey köy nüfusuna kayıtlı bir şehrimin hayranı,sanatkarı olarak kırk yedi yıllık sanat hayatımın kırk iki yılını merkezde geçiren hala yaşam hayatını burada sürdüren seven biri olarak, duygularımı Isparta şiirleri kitabımda yayımladığım halde, hale hazırda bir kitaplık daha eserimin bulunduğunu ifade ediyorum, gülümüze leke düşürülmesini istemiyorum.

Diyeceksiniz ki ne yanlış gördün de bu konuyu dile getiriyorsun.!. İlimizin değerlerine sahip çıkmayan maalesef sosyal işler kültür müdürümüz var. Ispartalı şair ve yazarları yok sayarak, başka illerden de şairler transfer ederek adını da gül şiirleri gecesi programı koyarak, dörtte bire bölünen Gök kubbe fuar alanının yarısını bile dolduramıyorlar, üstelik bir Ispartalı bile şairin olmadığı program yapıldı. Program öncesinde bizim uyarılarımız dikkate alınmadı ve yok sayıldık.

Benim sanat alanında bunca yetkilerimin olduklarını bildikleri halde yazılı davetiye gönderilmeyen programa elbette katılmadım. Programın bitmesini dışarıda beklerken duyduklarım beni derinden üzdü, Kütahya nüfusuna kayıtlı, bir şiir kitabı bile bulunmayan üstelik ikinci bir gül şiiri olmayan şahsiyeti, muhtarı, öğrenciyi Isparta şairleri diye tanıttılar. Sunucu diye bulunan o hanımı da iyi tanıyorum. Başkanım onun kitabını okumuş olsaydı sahneye çıkartmazdı. Çünkü duygu sömürüsü olan kitapta devletimizi, hastanelerimizi, hizmet eden bakıcıları, hemşirelerimizi, doktorlarımızı karalıyordu, Ayrıca yabancı ülkeleri överek yüceltmiştir.

Bu konuda program nasıl olmalıydı sorunuza elbette bir alternatif cevabımı sunacağım. Burada izah etsem biraz uzayacak onuda diğer paylaşımlarım dan bir gün okursunuz. Güllerimizi en iyi anlatacak misk kokular içinde büyüyen verdiği hazdan ilhamlarla dolup taşan o yörenin şair ve yazar sanatkarlarıdır. Bu aceleyle olan programın siyasi amaçtan öte gideceğini sanmıyorum. Çünkü burada gül türküsü söyleyen bir ozanımız dahi yoktu,derneğimizin şairleri yoktu,salonda kokuda yoktu.

Başkanıma yazılıp okunan şiirde beni çok üzmüştü. Çünkü başkanım basit şiirlere layık değildi. Keşke onun yaptığı hizmetlerle ilgili bir şiir yarışması olsaydı da dereceye giren şiirler orada okunsaydı Belediye Başkanı plaketi kendini en güzel anlatana plaketini verseydi. İşte bunlar hep Sosyal işler Kültür Müdürünün hatasıdır. Bizleri Isparta ilimizin değerlerini değer olarak görmeyip, salona arkadaşlarıma kitap hediye vermeye geldiğimde bana terörist muamelesi uygulayarak tüm yetkilerini kullanarak zabıtalarla etrafımı kuşatan bir şahsiyetin eline güllerin kaderi bırakılırsa leke düşebilir.

Sözümü Arabistan'da yaşanmış bir kıssadan hisseyle toparlayıp, eleştirimi şiirlerimle özetlemek istiyorum.
UNUTMA HAVANI BİR GÜN SOLDURURLAR .!. Arabistanlı bir yüksek rütbeli komutan bir mahallede sivil halkın arasında yürürken herkes saygı göstererek oturanlar bile ayağa kalkıyormuş, aynı zamanda köşeyi dolanıp tekrar geliyormuş. Vatandaşların hürmetiyle havalandıkça havalanıyor muş. Köşede oturan yaşlı bir derviş oturuyormuş. O nedense hiç ayağa kalkmamış. Komutan onu sakat sanmış ama sakat ta değilmiş. Galiba beni fark etmedi diye tekrar geliş gidişler yapmış ama yine ihtiyar kalkmayınca yanına gelip son model botlarla ihtiyarın ayaklarına vurmuş ve şöyle demiş hey ihtiyar beni tanımadın mı neden ayağa kalkmıyorsun ?. Deyince ihtiyarın ağzından ibretlik sözler dökülüvermiş.

( Neyini tanıyayım senin. ! Seninle benim aramda bir fark göremiyorum deyince. Komutan kızmış neden diye sormuş?. - İhtiyar: Bak anlatayım dikkatlice dinle senin yaratılışın bir menidir, benimki de meni, sende mideni doldur boşalt yapıyorsun, fışkı çuvalının hamallığını yapıyoruz, bende aynı şeyleri yapıyorum. Uhrevi aleme sende soyulup gideceksin bende, üzerindeki elbiseler devletin malıdır onlar bizlerin vergileriyle alındı yetim , öksüzün muhtaçların da hakkı vardır. Süreni doldurup çıkarınca söyle bana seninle farkımız var mıymış? ) Deyince. - Komutan derviş ihtiyarın eğilmiş elini ayağını öpmüş- Sağ ol amaca bana haddimi bildirdin demiş. Ve oradaki hürmet gösteren vatandaşlardan sizleri rahatsız ettim özür diliyorum, hakkınız helal edin demiş. Bana terörist muamelesi yapan yöre değerlerimizi yok sayan sözde müdür denen henüz bizlerden özür dilememiştir.
Bundan sonra seçilecek Belediye Başkanlarına uyarım şudur: Böyle müdür seçerseniz sorumlusu da sizsiniz, Eğer Isparta güllerimize leke düşerse koklanmaz ki . ! .

GÜLDE LEKE

Resulün simgesi korumalıyız,
Bazende bardağı taşırıyorlar,
Her an iltifatta bulunmalıyız,
Gülümüze leke düşürüyorlar.

İlime övgüler güzel olmalı,
Güllerde salona koku yaymalı,
Şiirimden herkes hazzı almalı,
Gülümüze leke düşürüyorlar.

Yöresel şairi hiçe sayarak,
Yabancı dostlarla afiş yayarak,
Burada ayrımcı tavır koyarak,
Gülümüze leke düşürüyorlar.

Mevsimi değil ki aceleniz ne?,
Muhtara verilen plakette ne ?,
Unutulmaz hata yaptınız yine,
Gülümüze leke düşürüyorlar.

Gül ile bir türkü söylenmedi ki,
Gençlerde oynayıp eğlenmedi ki,
Zekiler boşuna gücenmedi ki,
Gülümüze leke düşürüyorlar.

YOK SAYDINIZ

Kırk yıldır semtimde yazıp, çizerken,
Resimli afişi yayıyorsunuz,
Onları güldürüp, bizi üzerken,
Şair, yazarı yok sayıyorsunuz.

Bizlerin oyuyla geldiniz başa,
Hassas insanları benzetmen taşa,
Üstünüm desende Allah var haşa,
Şair, yazarı yok sayıyorsunuz.

Bu ülke bizimdir, Şehrimde bizim,
Hizmet hakkımızdır, görevde sizin,
Program yaptınız bahar, kış, yazın,
Şair, yazarı yok sayıyorsunuz.

Mevcut eserlere içten bakınız,
Okumak istersen gözlük takınız,
Haram olacaktır size hakkımız,
Şair, yazarı yok sayıyorsunuz.

Göller bölgesinde Derneği kurdum,
En büyük birlikte temsilci oldum,
Zekice evime arşivi yaydım,
Şair, yazarı yok sayıyorsunuz.

MÜDÜRE

Yaptığı hatayı düzeltsin diye,
Anlamlı mesajı attım müdüre,
Bizlerde şairiz yok sayma diye,
Duygumu yansıtıp çattım Müdüre.

On beş yıl boyunca hep dışladılar,
Dışa para basıp suç işlediler,
Yedirip, yatırıp çok beslediler,
Kitap için kaç kez gittim Müdüre.

Sorumluluk vardı dostlarım için,
Oyun peşindeler yaklaştı seçim,
Programda yoktum, yanıyor içim,
Bu yönde telefon ettim Müdüre.

Sosyal işler onun himayesinde,
Şöhrete ulaşmak var gayesinde,
Belkide haram çok sermayesinde,
Haksızlık vebali yıktım Müdüre.

Sürgün yapamazsın Isparta bizim,
Elbette dolacak süreniz sizin,
Zeki kızsa bile erimez buzun,
Yazık sana diye baktım Müdüre.

ISPARTALI ZEKİ ÇELİK GBYŞD kurucusu
ZEKİCE KÜLTÜR ve SANAT EVİ KURUCUSU.

Zeki Çelik
Kayıt Tarihi : 24.12.2018 11:23:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!