Tilki postuna bürünmüş rayları, köprüleri, bekliyordu askerler.
Cepheye taşıyacaktı, Mehmet’çiği mangal kömürüyle çalışan
Kara vagonlu kara trenler.
Kılıktan kılığa giriyordu.
Tilki postundaki nöbet tutan erler.
Sessiz suskun sakindi,
Ağustos sıcağında uykusuz geceler.