Sevdana sarıldım
Yıldızlarım öldü birer birer
Düş sandım hazanı
Yapraklara tutundum derbeder,
Orman oldum
Küskün bakışlarda
Yağmur oldum gözyaşlarımda
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Gülümse dedim hayata
Bir melodiyi tut avuçlarında
Uzat elini ay ışığına
Sustur yüreğini olmazlara
Yaz sevdanı isimsiz masallara...
Harika mısralarınızı severek okudum.
Selam ve sevgiyle tebrikler...
Ümran Tokmak
evet..tatlı sıcak bir fısıltı..serap hanıma katılıyorum.. ne yazıkki sevdayı her zaman elimizde tutmak olmuyor..ve hayat..biraz da o bize gülümsemeli..
o gülümsemesse senin mücadelende bir yere kadar..sevda kendisi bulmalı..sen onu değil..
Gülümse dedim hayata
Bir bebeğin gözyaşı ol dalgalarda
Uzat elini ay ışığına
Sustur yüreğini olmazlara
Tut sevdanı, bırakma ayrılıklara
Keşke tutabilsek de sevdamızı,ayrılıklara bırakmasak...Başarabilsek.Ne yazık ki bazen sevdayı tutmak elimizde olmuyor.Kutlarım.Yüreğinize sağlık.
Gülümse dedim hayata
Yavrusuna titreyen bir martının
çığlığı ol çarpanak'ta (*)
Gözlerin mehtapta olsun daima
Durdur adımlarını uzaklara
Tut elini, tut ve hiç bırakma
(*) Çarpanak Adası Van Gölün'de martılarıyla ünlü ada..
gülümsettiniz bizi hayata.. teşekkürler..
'mavikentli'
Sevgili Kardeşim Zeynep Nilgün Gökçeöz:
Ayrılıklar olmasın diyorum. Güzel bir şiirdi. Beğenerek okudum.
Tebrik ediyor ve başarılarınızın devamını diliyorum.
Her şey gönlünüzce olsun.
Sevgi ve saygılarımla.
Dr. İrfan Yılmaz.-TEKİRDAĞ.
Fısıldaman bile harika olmuş ..Yüreğine sağlık..Tebrikler.Tülay içen
Yıldızların ölümü!
Dipsiz bir kuyunun sessizliğindeki zifirî karanlık demektir.
Kulaklar sağır demektir dışa.
Gözler kör demektir bakışa...
Ten duyusuzdur her dokunuşa...
Çünki sen içindesin.
Nasırlaşmış dışa duyumsal uzuvlar.
Tıpkı bir kalkan gibi
Kindar bakışlı duruşa,
Çünki dışta değil içindesin
Bırak dış sesi ne derse desin!.
Nasıl olsa sen kendindesin.
Eyvallah,
Orkun IŞIK
Tutabilinse de ayrılıklar olmasa... duygular çağlayan gibi dökülmüş dizelere. Tebrikler güzel şiire.Sevgilerim yüreğine
Bazı anlar vardır ki, susturamazsın bastıramazsın yükselen
fısıltıları.Ve avaz avaz şiir olur dökülür yüreğin sesi.
Ve okutur kendini defalarca.Tıpkı bu şiirde olduğu gibi.
Tebrikler.Saygılarımla.
Şu an çözemediğim fazlalıklar var şiirde.İfadeler çok güzel.'a' lı sonlar mı ki bana fazla görünen ?..
Bu şiir ile ilgili 26 tane yorum bulunmakta