Gülücüklerin Karanlığına Şiiri - İsmet Z ...

İsmet Zeren
1919

ŞİİR


5

TAKİPÇİ

Gülücüklerin Karanlığına

Sorular sorardı efsun sarıları
Yatağını ısıtmamış
İhtiyar yosmalara
Mavi paçalı şebnemleri parçalayarak
Eli kınalı periler gibi
Usulca okşardı
En küçük ihtişamı delilleriyle suskunluk
Garson bir kaç soru getirirdi
Gümüş tepside
Sormak için sevdiğine çekinmeden
Seçemezdin birbirine benzese de hepsi
Ayrıntılar rahasız ederdi
Çocukluktan arta kalan baynini
Yinde toz kondurmazdın birine
Ve hep aynı soruyu sorardın
Ben kimim diye
Gülücüklerin karanlığına...

Kapılar kıyıya açılırdı
Kıyılar sonsuzluğa
Sonsuzluk bir bulut gibi çökerdi
Kapıların tutamağına
El dokunmazdı tokmağına
Bulut gizlerdi
Ateşin yakıcılığını
Ateşin sesi
Korkuturdu bebeği
Süttten kesilirdi ırmaklar
Irmak yüreğine akardı çiçeklerin
Çiçeklerden bal süzülürdü
Yeşil gözlü kızın gözyaşına acımadan
Sonra kapanırdı kapılar
Gerisinde
Bebeğini emzirmemiş
Kadınların çığlıkları
Kalırdı
Sararmış şamdanlardan
Gülücüklerin karanlığına...

Bir sehpa kurulurdu
Şarap mahzenlerin
Eskimiş serinliğinde
Oynaşırdı kelimeler
Dudakların
Yemiş veren bekaretinde
Ama hiç kimse söylemezdi
Gerçeklerin bağ bozumunu
Gülücüklerin karanlığına
Sanki mavi devler beklenirdi
İlkbaharın renkli şölenlerinde
Nisan’da geçerdi Mayıs’da
Bir gitarın tellerinde kırıtarak
Hiç bir zaman
Denizin sesi duyulmazdı
Kılınçların ahenkli şıkırtılarında
Ellerini yüzüne kapatırdı
Söz söylemeye
Gücü olmayan kadınlar
Gülücüklerin karanlığına.....

İsmet Zeren
Kayıt Tarihi : 17.12.2008 13:34:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

İsmet Zeren