Yoktu sevinci;
İlk indiğinde.
Kara saplanır gibiydi,
Sesi…
Çıkmadı bir türlü,
Yuvasından.
Hoş geldinin,
Ağzı yanmıştı.
Kırılmıştı, sustu…
Heyecansa salık vermişti kendini,
Adını bilmediği kadına.
Farketti gözlerindeki,
İlk ayrılığı.
Heyacana dair ne varsa,
Silinmişti sanki.
Yarım kalmıştı kucaklaşmaları,
İhanetle.
Kimin adı söylenirdi;
Artık, hezeyan anlarda.
Bilinmez ki;
Sevda fısıltıları bunlar,
Kucak açmıştı,
Sensizliğe dair.
Artık ülkesi yoktu,
Susan yeterince.
Susmak zamanıydı,
İlk öpüşmede.
Ferfecir…
Ki öyle yaptı,
Yeterince özlediğini fark edince…
Elleri yarım kaldı,
kucaklaşması,
İlk öpüşme esrikliği değildi,
İlk sevişmelerinden,kalan…
Yeterince yabancı,
Yeterince aşıktı.
Ama yalnız değildi,
İlk çarpıntısını veriyordu,yüreği.
Susmak bilmeyen bir ahenk ile.
Sustu;
yeterince,konuşmadan.
Paylar gibi yüreğini;
susturdu,
Başkası olunca.
Kayıt Tarihi : 26.12.2008 23:16:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!