Yine girdim gecenin korku tüneline cesurca,
korkarken binmeye alışıktır bu trenin vagon araları,
yine kapımda karakış
Ne zaman düşünsem seni,
intihar çığlıkları gelir kulağıma
şehrin arka sokaklarından.
bugün farkettim
hiç farkında olmadığım şeyi
farkında değildim küçük hesapların
Yaşamacılık oynuyoruz
bu yıkık kentin tüm kaldırımları
ve her köşe başında bekleyen sokak lambaları içten içe bir yaşanmışa ağlar.
Her insan karaya varası bir gemiyle yelken tutarak ilerlerken
Rüzgarsız ne kadar kolay almalı.
Kekilmekten kalan son misketle kuytu oynamak
Beline belkiler dolanmış bir gecede
Ayaklarımdan beynime çakılmış bir çivisin
Ellerimde gün ortası parantez içi bültenler
Hele birde yağmurun ezgisel ninnisi yok mu
Bir çay içimliği zaman da olsa yanındayım şimdi
Ama bil ki yanında olmadığım anlarda da
Bir şarkı besteliyorum gözlerinden
Altı sekizlik yüreğim
Saltosuz doldurdu tam bir sayfa portreyi
Bilseydim ki yitirilmiş tüm mevsimler bahardı
En güzel çiçekler yanlız sevda vazosuna sığardı
Şiirsel bir dalgınlık olmuşken yasadışı bakışlar
Dokuz ay karnında taşıdı durdu
Çok gece sabahladı uykuyu böldü
Gözyaşlarıyla askere saldı
Ana gibi yar var mıdır dostum
Çileyi saçında kalara gömer
bir diyeceğim var oturda dinle
madem şiir istedin sonunu bekle
bir eksiklik varsa bi zahmet ekle
dilin kemiği yok derler bilirsin
zannetme ki yaşla rütbe alınır
Aldırma bana sen
Boşver söylediklerimi
Boşver dinlediklerini
Yazılmış ezgileri de boşver
Nasıl olsa intihar etmişim
Suskunluğun satırbaşından
Göremiyorum eskisi gibi yeşili ve bozkırı
Ne dağ zirvelerine takılıyor gözlerim
Ne de sinirleniyorum geç gelen dolmuşa
Fotoğraf kareleri ıslanmıyor yağmurlarla
Analar ağıt yakmıyor oğulları sağ iken
Mutlak bir duruşla aynı istikamete bakarken yorgun gözler
Ve işte gidiyorum
Üstümde tarih kitabı yorgunluğu
İçimde üşüyen bir sobanın buz alevi
Gözlerimde annesini arayan yavru bir ceylanın feryadı
Kalbimdeyse aşkım gidiyor...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!