Gülsenem Şiiri - Nuri Ulufer

Nuri Ulufer
141

ŞİİR


4

TAKİPÇİ

Gülsenem

1
Doğduğu gün bir çaputa belenir
Karalı kaderi sezer Gül senem
Kırk gün sonra kırk taneyle elenir
Kınalı ellerde gezer Gül senem
2
Üç yaşında ağlar baba peşinden
Kesmiş nafakayı ana döşünden
Ev halkını alı koyar…. işinden
Ağzına inci diş dizer Gül senem
3
Beş yaşında genç kızlara özenir
Saçlarına toka takıp……bezenir
Günden güne serpildikçe uzanır
El avuca sığmaz azar Gül senem
4
Yedisinde okul yolu görünür
Üzerine siyah önlük bürünür
Çantasının ucu yerde sürünür
Adını deftere yazar Gül senem
5
Dokuzunda hayrı şerri fark eder
Korku girer yüreğine çark eder
Başkasından beklemeği terk eder
Kendi yakasını çözer Gül senem
6
On birinde ebru zülfü tellenir
Serpildikçe gonca yüzü allanır
On ikide gerdan kırar sallanır
Ellerine kına ezer Gül senem
7
On üçünde çocukluğun bitirir
Peşin sıra eve oğlan…. Getirir
Ev süpürür babaya çay götürür
Sofralara bardak dizer Gül senem
8
On beşinde açar gönül kafesi
Kucağında komşu evin bebesi
Bazen hırçınlaşıp atar tepesi
Arada ağzını bozar Gül senem
9
On yedide gümüş kemer belinde
Hoş hisler uyanır gönül telinde
Zöhrep yaylasının çıldır gölünde
Sona keklik gibi yüzer Gül senem
10
On sekizde tam da deli çağında
Gözü yoktur babasının bağında
Mısralar dolanır dil dudağında
Türkü yakar mani düzer Gül senem
11
On dokuzda akan berrak su gibi
Bulunmaz dünya'da can dostu gibi
Kısırın dağının tablosu……. gibi
Değmesin ki sana nazar Gül senem
12
Yirmisinde gemi vurmuş karaya
Merhem arar içindeki yaraya
Görücüler dizilmişler sıraya
Geleni gideni süzer Gül senem
13
Yirmi birde büker ağız burnunu
Süzer komşusunun yağız oğlunu
Çok çabalar bir gün bulur yolunu
Ara sıra evden tozar Gül senem
14
Yirmi üçte bohça vurur beline
El kaptırır yağız gencin eline
Dost akraba ağlaşırlar haline
Konuyu komşuyu üzer Gül senem
15
Yirmi dörtte Yağız girer kanına
Yirmi beşte çocuk koyar karnına
Koca döver kök söktürür kaynana
Genç yaşında candan bezer Gül senem
16
Otuzunda küser kara bahtına
Küçük gül daneyi vurur sırtına
Tarlada gün yakar dağda fırtına
Çatlak dudakları büzer gül senem
17
Otuz beşte çocuk üçe ulaşır
Yok, yoksulluk sefalete alışır
Gün doğandan gün batana çalışır
Azığına kurut ezer Gül senem
18
Kara talih gençliğini bitirir
Gün görmeden yaşı kırka getirir
Bir ekmeyi beş nüfusa yetirir
Bekler idi bir intizar Gül senem
19
Kırk beşinde beyi dünyadan göçer
Önüne gelene derdini……..açar
Ellisinde yalnız kalmıştır naçar
Kara kaderine kızar Gül senem
20
Elli beşinde azgın dalgalar diner
Gam yükü devrilip omzuna biner
Mahmur gözlerine perdeler iner
Zorlanıyor çarşı pazar Gül senem
21
Altmışında ana dişler dökülür
Bedeni yorulup boynu bükülür
Gönül bahçesine hüzün ekilir
Dışa vurur ah ile zar Gül senem
22
Yetmişinde ayakları üç olur
Yetmiş beşte emekleri puç olur
Sekseninde ne söylerse suç olur
Dilimdeki lafı uzar Gül senem
23
Doksanında el ayağı uyuşur
Gül cemali yaprak gibi buruşur
Doksan beşte çocuklaşıp konuşur
Geçmişine kalem çizer Gül senem
24
Yüz yaşında son durağa ulaşır
Konu komşularla zor helâlaşır
Tabutunu sade dört kişi taşır
Yetim Ali kabrin kazar Gül senem
25
Nuri Gül seneme bir destan yazdı
Yazmadığı çoktu, yazdığı azdı
Rivayette köyde en güzel kızdı
Şimdi adı olmuş mezar Gül senem

Nuri Ulufer /1 /6 / 2017

Nuri Ulufer
Kayıt Tarihi : 12.3.2019 20:41:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Nuri Ulufer