Bu ne güzel koku böyle
Gülizardan yahut lalezardan
Belki de Firdevs ırmağından
Kainat mis gibi
Rüyaya dalmış sanki
Öylesine huzurlu
Yağmur yağardı düşlerimize
Baharın son günlerinde
Ağaçlar çiçek açardı
Turuncu, pembe, mor
Bazen de kırmızı
Sonra misafirlerimiz gelirdi
Bugün Eylül'ün ilk haftası
Hava sanırsın Haziran'ın ortası
Öylesine bulgun... Öylesine sıcak...
Güneşse battı batacak
Kuş cıvıltıları, çocuk çığlıkları
Nasıl dayandın üstadım?
Nasıl dayandın?
Ademoğlu âmâ olmuş
Celladına duacıyken
Tarihe kulak tıkayıp
Ecdadına söverken
Neden bu denli şekilcisiniz?
Çocukları sevdiğinizi söylersiniz
Tabi o çocuklar yırtık elbise giymediyse
Ayakları çıplak değilse
Burunlarından sümük,
Ağızlarından salya,
Sanki buz yutmuşsun
Sözlerin öyle soğuk
Kaşların çatık
Bakışların donuk
Van Gölü'nde değiliz ki
Nerede gözlerindeki canavar
Yayılır misk-i amber
Yeryüzünün dört yanına
Neredesin bir haber ver
Yahut rüzgarını gönder yanıma
Radyoda bir şarkı
Notalar kaplar semayı
Herkeste bir neşe
Herkeste bir oyun havası
Dünya neye yarardı da
Gözeli olmasaydı
Saat 23:27
Gecenin bu vakti
Aklıma sen düştün Üstadım
Özlettin kendini
Ayaklarım tutmuyor
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!