Ağla yüreğim haykır durma!
Akıtma içine kanlı gözyaşlarını,
Hiçe sayılmışlığını,
Vur yüzüne arsızlığını hayatın,
Acılarını ve yıkılışını suskunluğa mahkum etme.
Tükür suratına celladının!
Boynunu bükerek yüzüme bakma,
Bakışların hançer içimi yakma,
Ayrılık kolyesi boynuma takma,
Aşk oduna yanıp ağlatma gönül.
Sözlerin öldürür silahtan çıkma,
Gidişin bir imparatorluğun çöküşü gibiydi,
Talan etti yüreğimin haritasını parselledi,
Suretin çizilmiş yüreğime,
Adını kazımışsın mayınla sınırlarına,
Başkenti olmuşunsun kimsesizliğimin şehrine.
Sen canımda cansın, yüreğim sende,
Yaşam kaynağımsın, güneşim sende,
Unuttum her şeyi, yarınlar sende,
Karanlık dünyamda, ışıksın bana.
Dillenip konuşsa, bu dilsiz duvar,
Ne yaman yakarmış gözün karası,
Tabip de saramaz derin yarası,
Sevda yükü ağır yoktur darası,
Kapanmaz yaralar, gelsen ne fayda!
Aşk kanunu yoktur işlemez yasa,
Aynı göğün altında iki yabancıyız şimdi,
Hasretin sancılarını dillendiriyorum koynumda,
Bezgin ve kırgınım;
Kırgınlığım, sitemim sana değil kendime,
Taşa geçiyor, kendime geçmiyor sözüm.
Günler anlamını yitirmişken,
Son vermeliyim acılara
Ey yar; diz üstü düşüşlerime çare değilsin,
Hücrelerimde çoğalıp, yüreğimin ritmini bozduğunu,
Geçmişten kalan anıların bölük pörçük,
Beynimin kıvrımlarında gizlenip sinsice ölüm yaydığını,
Senin, hiç boynu bükük yarınların oldu mu?
Aklın firardayken,
Yüreğinin çığlıklarıyla savaştın mı?
Etrafına gülerken,
Bilinmez uçurumlara yuvarlandın mı?
Sol yanında, kara saplı bir bıçak taşındın mı?
Candan sevdiklerim şimdi el oldu,
Kabardı defterim suçlarla doldu,
Diktiğim güllerim toprakta soldu,
Ziyanlardayım yar söyleyemedim.
Sana canım dedim yar asla yermem,
Şiirler yazdım,
Biraz senden, biraz benden,
Dizelere nakış ettim,
Satır aralarına gizledim bizi,
İçimde hasret, diz boyu özlem.
Bir avuç deniz, yosun kokusu,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!