suya yazdım tüm kırgınlıkları
yıkıldı zamana dayanan (y) ar duvarı
gece, ayın on dördüne yasladı karanlığını
aşk fısıldandı yüreğin (s) ağır kulaklarına
yürek denizlerinde med-cezir…
gönül heybem yamalı bohça
duygular serfesil, alabora…
sol yanım senin yanında
anla beni gülnihal…
ben, ben olmadan evvel…
bembeyaz bir güvercin ürkekliğinde
vehimli harflerin gölgesinde…
sen olmuşum, senle ben arasında, aşka giriftar
bütün denizler, mavisini (g) özlerinden aşırmış
bütün dönüşler sanadır diyor gönül pusu/lam
denizlerin tuzu gibisin dudağımda
anla beni gülnihal…
nisyana isyan ediyor kan çanağı hafızam
körpe aşklar boğulurken gözyaşlarımda
ayrılık tuz ekiyor yürek yaralarıma
zahmete dönüşürken rahmet
gölgen uzayıp gidiyor kalbimin tenha koridorlarında
gece perde perde inmekte aydınlığın yüzüne
gel aşkını takas edelim canla
bu ne hasret, bu ne hâl
anla beni gülnihal…
sitayiş…
gözünden akan her damla…
…..yeşertir içimdeki kavruk çölleri
gördüğümüz bir seraptır her kum tanesinde
şafaklara (d) adanan aşkın körpe kollarında
içimdeki sen, sendeki benden habersiz
serkeşliğim bilmem kaç promil aralığında
cinnet kudurur kafdağında
her aşk bir yalnızlığı saklar içinde
anla beni gülnihal…
zamanın kalbinden, kalbin zamanına…
başımda döner durur…
…uzar gider bir ebabil hasreti
yalınayak düşerim ateş rengi yollara
senden mülhem hüzünler devşiririm
uzak zamanlardan, buğulu aynalardan…
sen ki rahmanî bir rüyanın tabirisin
anla beni gülnihal…
bir sevda (ç) ağrısıdır
aklın cinnetinden vuslatın cennetine koşan…
…ve aynalara düşen her tebessüm…
hayat ki sürüp gitmekte
darası düşülmüş zamanda
camla can kırıkları arasında…
sükutu emzirirken hicran kırıntıları
romantik ironiler büyür tan kızıllığında
ışığımsın karanlık sofalarda
oyun bitip perdeler kapanmadan
bu ne hasret, bu ne hâl
anla beni gülnihal…
ve zaman…
her söz zehirli kıymık misali
bir kahpe kurşun sıyırır…
…tuz kokan, yosun tutmuş anılarımı
hasret göverir efsunlu şarkılarda
züleyha’yı ararım yusuf’un düştüğü kuyularda
bunak bir zamanın şahitliğinde
umuda yaslanmış dualar, yediveren misali…
bilmem ki kaçıncı cemresin içimi ısıtan
bir söz avcısıyım ketum dudaklarında
anla beni gülnihal…
aşkın bir dirhemi bin emek, bin adanış…
gamzelerin çukurunda yüzmekte hayat
ibrahim’in, yusuf’un sermayesi aşk…
adın adımdır, adresin yitik cennet
çöz ruhumun prangalarını! ...
aşkın ipiyle bağla beni hayata
sırra kadem olalım sırlı aynalarda
anla beni gülnihal…
bir kıble rüzgarı gibi ısıt içimi
mehtabın hüznünü içerken gece
bitimsiz hasretin kadehime dolmakta
ruhumun patikalarında ayak izlerin
bir kardelen misali…
arzın merkezidir o şehla gözlerin
kaydım düşülsün sevdadan senin yokluğunda
ölümsüz bir bestesin dudaklarımda
bu ne hasret, bu ne hâl
anla beni gülnihal…
Kayıt Tarihi : 26.10.2016 18:36:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!