hava ayaz mı ayazdı
lâcivert bir akşam, yerini ürkütücü bir karanlığa bıraktı
sokak lâmbaları birer birer yandı
bir el dokundu omzuma, kelebek hafifliğiyle
“……….otobüsü geçti mi? ”dedi biri çekingen bir sesle
incecik giyinmişti, titriyordu
çok gençti, güzelliği göz alıyordu
ben de o semtten geçiyorum, taksi çağıracağım dedim
isterseniz gelin siz de
sonrası dizelerimde….
………………………
merhaba, ben Ceylân
gece, karabasan gibi çökerken şehre
herkes sımsıcak yuvasına döner
ben se bu saatlerde giderim işe
bakmayın sakin ve umarsız görünüşüme
içimde fırtınalar, kasırgalar kopar peş peşe
tütünü bilir misiniz? nazlı, kırılgan, darılgan ve narin
yüreğimin bir yanı tülden de tütünden de ince
kıyılmış zalim ellerce, olmuş bin pâre
adamışım kendimi yârin dudağına tütün misali
yaşamım O’nun iki dudağının arasında ve ellerinde
oysa bir hiç uğruna bırakıp gitti işte…
dokunsam ağlayacak bulutlar
bakarlar tek işaretime
bir serseri rüzgâr dağıtır saçlarımı
O’nun kokusunu getirir sıcak iklimlerden
çekerim içime bin bir özlemle
kaç yalnızlık eskittim geceler boyu
sevdam hâlâ taptaze
ilk göz ağrımdı çocuklarımın babası
kahretsin, yine de seviyorum işte…
gecelerin kadınıyım artık ben
şarkı söylerim bir gece kulübünde
sahneden inince içki sofralarına meze
dışarıdan bakınca renkli, ışıklı bir dünya
oysa yaşadıklarım kahırdır, çiledir, azaptır bence
yaşlı annemle çocuklar sanırlar kasiyerim
gece çalışırım bir mağazada, o yüzden gecikirim
saklımdadır gerçeğim, nasıl söylerim?
gece sonlanırken kanar yüreğim
her gece bin kez ölür, akşam yine dirilirim
acımasız yaşam, bir şans daha ver bana
alıp başımı gitmek istiyorum çok uzak diyarlara
çocuklarım da yanımda
yepyeni bir yaşam olmalı elbet bir yerlerde
durgun sular gibi sakin
bir bebeğin yüreği kadar temiz
ana sütü gibi helâl
bir sır vereyim mi size?
Ceylân benim takma adım
gerçek adım Gülnihâl…
………………………
zifîri bir karanlık artık iyice bastırmıştı şehre
“kurşun sıksan geçmez ” derler ya işte öyle
indi taksiden, benden birkaç durak önce
gözlerinde, sahiplenilmenin mutlu minnettarlığı
dar sokaklarda kayboldu birdenbire
bakakaldım arkasından öylece
boğazıma bir yumruk tıkandı sanki
iki damla yaş dondu gözlerimde
ah Gülnihâl! … niyee? …
EKİM 2008
Naime ÖzerenKayıt Tarihi : 29.10.2008 11:47:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Belki inanmayacaksınız ama bu yazdığım öykü şiir de bir yaşanmışlıktı.Üç yıl geçti aradan. Zaman zaman düşündüm hep, şimdi nerededir, nasıldır diye.Şiirde anlattıklarımın hepsi doğrudur.Ancak; kişilerin özel yaşamlarına duyduğum saygı nedeniyle ayrıldığı eşinin mesleğini yazmadım, kendisinin takma ve gerçek ismini değiştirdim sadece... Naime....
![Naime Özeren](https://www.antoloji.com/i/siir/2008/10/29/gulnihal-15.jpg)
İçeriği ile vurguları ile kusursuz şiirselliği ile harikaydı..
Bütün kalbimle tebrik ediyorum hep sevgiden, doğruladan ve en güzel duygulardan yana yazan usta kaleminizi ve o güzel şair yüreğinizi değerli üstadım sevgili öğretmenim
ilhamınız ve hayat sevinciniz daim olsun diyorum ve bu güzel şiirinizi (Tam puan katarak) antolojime ekliyorum..
Saygı ve selamlarımla..
Hüseyin Çubuk
....GÜLNiHÂL
hava ayaz mı ayazdı
lâcivert bir akşam, yerini ürkütücü bir karanlığa bıraktı
sokak lâmbaları birer birer yandı
bir el dokundu omzuma, kelebek hafifliğiyle
“……….otobüsü geçti mi? ”dedi biri çekingen bir sesle
incecik giyinmişti, titriyordu
çok gençti, güzelliği göz alıyordu
ben de o semtten geçiyorum, taksi çağıracağım dedim
isterseniz gelin siz de
sonrası dizelerimde….
………………………
merhaba, ben Ceylân
gece, karabasan gibi çökerken şehre
herkes sımsıcak yuvasına döner
ben se bu saatlerde giderim işe
bakmayın sakin ve umarsız görünüşüme
içimde fırtınalar, kasırgalar kopar peş peşe
tütünü bilir misiniz? nazlı, kırılgan, darılgan ve narin
yüreğimin bir yanı tülden de tütünden de ince
kıyılmış zalim ellerce, olmuş bin pâre
adamışım kendimi yârin dudağına tütün misali
yaşamım O’nun iki dudağının arasında ve ellerinde
oysa bir hiç uğruna bırakıp gitti işte…
dokunsam ağlayacak bulutlar
bakarlar tek işaretime
bir serseri rüzgâr dağıtır saçlarımı
O’nun kokusunu getirir sıcak iklimlerden
çekerim içime bin bir özlemle
kaç yalnızlık eskittim geceler boyu
sevdam hâlâ taptaze
ilk göz ağrımdı çocuklarımın babası
kahretsin, yine de seviyorum işte…
gecelerin kadınıyım artık ben
şarkı söylerim bir gece kulübünde
sahneden inince içki sofralarına meze
dışarıdan bakınca renkli, ışıklı bir dünya
oysa yaşadıklarım kahırdır, çiledir, azaptır bence
yaşlı annemle çocuklar sanırlar kasiyerim
gece çalışırım bir mağazada, o yüzden gecikirim
saklımdadır gerçeğim, nasıl söylerim?
gece sonlanırken kanar yüreğim
her gece bin kez ölür, akşam yine dirilirim
acımasız yaşam, bir şans daha ver bana
alıp başımı gitmek istiyorum çok uzak diyarlara
çocuklarım da yanımda
yepyeni bir yaşam olmalı elbet bir yerlerde
durgun sular gibi sakin
bir bebeğin yüreği kadar temiz
ana sütü gibi helâl
bir sır vereyim mi size?
Ceylân benim takma adım
gerçek adım Gülnihâl…
………………………
zifîri bir karanlık artık iyice bastırmıştı şehre
“kurşun sıksan geçmez ” derler ya işte öyle
indi taksiden, benden birkaç durak önce
gözlerinde, sahiplenilmenin mutlu minnettarlığı
dar sokaklarda kayboldu birdenbire
bakakaldım arkasından öylece
boğazıma bir yumruk tıkandı sanki
iki damla yaş dondu gözlerimde
ah Gülnihâl! … niyee? …
EKİM 2008
Naime Özeren
..sosyal yaralı bir yolcu ile şairce iyi bir sohbet ve anafikri şiirce güçlüce telkin eden bir kesit..güzeldi..
..saygıyla şairimizi selamlıyoruz
şart mı
yaşanılmaya acılar
sevse de gitse
istediğine
sonuuna kadar
ne şimdi bu!
aaah aahh
parası olanlar
ve
paraya muhtaçlar
ya da
Yaşanmışlığı anlatmak çok daha ayrı ve güzel ve samimidir.. Çok da üzüldüm, çok...
Allah yardımcıları olsun, umarım en yakın zamanda tertemiz bir hayatla hayat bulur tekrar..
Selam ve sevgilerimle...
TÜM YORUMLAR (84)