En sevgili, Bu gece Senin doğduğun gece. O kutlu gecede doğan ve ondan sonra doğacak tüm yıldızları kıskandıran parlaklığınla kör karanlık ömrümüze bir kez daha ışık gibi doğuyorsun. Hem de ışıklardan daha parlak, parlaklıkların bile üstünde bir parlaklıkla ışık huzmesi olup üzerimize yağıyorsun. Ruhumuz Sana meftun oldu ey Allah’ın Resulü. Nerde bir gül kokusu gelse burnumuza, bağrımızın içi yanar ve biz Seni düşünürüz Seni düşünmeyenlere inat. Tüm güzelliklerin karşısında gözlerimizin içi Sana bakar, burnumuz Seni koklar, kulaklarımız Seni duyar, dilimiz Seni çağırır ey Sultanların Sultanı. Senin adınla açılır bütün kapılar. Cennetin anahtarı bile Senin adındaki azamette gizlidir ey Sevgili. Senin adının anıldığı yerlerde bir başka doğar çocuklar. Bir başka gelirler hayata. Anneleri bir başka alır koynuna evlatlarını. Bir başka sever babası. Senin adın anıldı mı; güller açar Sen kokulu bebeklerin, gül desenli yüzlerinde. Seni andı mı zihinler; tüm güller Senin adını söyler, hasretlik bitsin ister ey kalplerin nâfi ilacı. Bu güne dek yazılmış ve bundan sonra yazılacak hiçbir naat Seni anlatmaya yetmeyecek, biliyorum. Sen anlatılanların tümünün bile üzerinde bir muhteşemlikle insanlığa rehber oluyorsun. Seni bilmeyen her cümle yetim, Sensiz konan her virgül öksüzdür ey Efendim. Güzel sözlerin hepsi Senin adına söylenir, Sensiz hiçbir güzellik güzel değildir ah Efendim! Kelimelerimde hep Sen ol, hep Seni yazsın, Seni söylesin cümlelerim. Efendim, ey Efendim, ah Efendim; olmaz olsun sensiz biten cümlelerim! Sen varsan, rahmet vardır. Mağfiret; Seni tanıyan ve sana inanan insanların yanındadır. Sultanım; seni tanımayan her beyin, tam düşünmekten acizdir. Çünkü ağaçlardaki yeşiller, yeşilliklerdeki çiçekler ve çiçeklerdeki böcekler senin hatırının eseridir. lemler senin hatırına yaratıldı efendim; tefekkür, senin vesilenin sayesindedir. Ölümler Sensiz olmamalı ey iki cihan serveri. Sana gelirken, Seni söylemeli tüm diller. şık maşukuna kavuşurken, sana yürürken hasretinin yangınında kül olmuş kalpler ve tam ölecekken ansızın, seni düşürmemeli dilinden… Senin olduğun hiçbir cümle bitemez ey Allah’ın Resulü. Seni anmaktan bile aciz cümlelerimin yetersizliğini, Sana layık olamamanın verdiği kederin çırpınışından say. Ahirette de ellerimizi bırakma. Bizi bize bırakma efendim! Bizi Makamı Mahmud’a komşuluğa kabul et. Seni hak etmedik, bizi affet. Ümmetine layık olamadık, bizi affet… Ne olur; bizi affet. Affet…
Muaz KalaycıKayıt Tarihi : 5.12.2011 22:41:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!