Asma yaprakları altında yeşil,
İpek seccadem.
Asılırken günahlarımdan dallarına
Kayıyor ayağımın altından kızıl bir şelale.
Koyu bir yalnızlık bu
Kendi ellerimle tuzladım yaramı
Ki alsın acımı.
Acısı dinsin şelalenin
Bağışlasın içine düşen çocuğu, boğmasın
Tuzlarım şelaleyi de hem gözyaşı akmasın.
İşittin mi güllerin çığlıklarını,
Kendi dikeniyle intiharını
Şelale kızılsa şimdi, kızıl bir gülden.
Kimse bağışlamaz gül olmayan bir gülü
Bağışlamaz şelale günahlarını bülbülün
Uçmayı bilmiyorsa muhakkak boğulacak.
Kimse içine akan kederi kucaklamaz
Kucaklamaz şelale kızıl değilse bir gülü.
Güneşi aralıyorum parmak uçlarımdan
Perdeleri kalkıyor bir bir yalnızlığın.
Ufkunda sabahlıyorum, tam ortasında
Gözleri yaşlı iki dağın.
Elimi seccademe uzatıyorum,
Yeşil bir keder değiyor yalnızlığıma.
Göğünden arınmış yeşil bir keder
Tutup elimden beni şelalenin insafına bırakıyor.
Artık kimseler inandıramaz beni
Kızılsa bir gülün ağlamadığına.
Bir çocuğu büyütüyor içinde
Besliyor, sonra boğuyor şelale.
İçime akmaktan oldu diyor.
Ben hırçınlığımla yaratıldım
Sen çırpınmayla aldatıldın.
Bıraktı serin sulara kendini çocuk
Dingin bir ikindi vakti,
Mezarını ısıtıyordu nisan güneşi.
Dağ yamaçlarına bıraktım öfkemi
Kızılsam şimdi kızıllığım
Şelalenin sevgiliye susayışından
Dokunmasın kimse, uyandırmasın acımı
Derin uykusundan.
Bıraksınlar öfkeli yamaçlara beni de
Beni de uyutsun dağ, gül ve şelale.
Kayıt Tarihi : 3.12.2025 15:33:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




TÜM YORUMLAR (1)