Bir su damlası denize düştüğünde kendini umman sanır. Sonra anlar ki bir hiçtir derya içinde. Dalgayla dalga, denizle deniz, güneşle buhar olsa da özünde çektiği acı birdir. Bir boşluğu doldururken, boşluk da kendisi olmuştur. İçindeki boşluğu bir başka boşlukla doldurmaya çalışanlar, bu dünyadan bomboş gitmiştir.
Yüreğini bir başkasıyla doldurduğunda, yere düşen bir vazo gibi çöpe gidersin. İçinde biriktirdiğin güller ise bir başka vazoda yaşamaya devam eder. Yaşamak yüreğini bir cam gibi keser.
Sevilmek içi havayla dolu bir balona benzer. İpin hep bir başkasının elindedir. Gökyüzüne değse de başın, maviliğe ulaşsa da kalbin, ne gökyüzü ne yeryüzü sana ait değildir artık. Sevmek yüreğin en özgür hali olsa da, yüreğinin gittiği yer sevdiğinin sana yüreğini açtığı yer kadardır. Bir insanı sevmek çıngıraklı yılanların yurdunda sincap yuvası kurmaktır. Bir insanı sevmek hayatın zehir olduğu zamanlarda güzel hayaller kurmaktır.
Bir insanı sevmek yılların açtığı yaraların boşluğuna bir başkasını merhem diye doldurmaktır. O yüzden aşk denilen duygu en çok yaralı yüreklere şifadır. Sevgi yıllarca beyinde oluşan çukurlara bir başkasının varlığını koymaktır. O yüzden kimse kimseyi sevmez. Yıllarca hayali kurulan bir sevgilinin hasretidir bir başka bedende aranılan. Dünyada hayalindeki sevgiliyi bulan çok azdır.
Uçurumdan düşen bir insanın kalbinde dağlaşan sevgi onu kurtaramazken, elleriyle tutunduğu bir ot parçası o insanın sevgilinin yemyeşil gözlerinden daha eftaldir. Dünyada en güzel şey, yüreğini yağmurlara açmaktır. O zaman daha bir gür şekilde yeşerecek içinde umutla büyüttüğün çimenler. O zaman yeşil bir gözden sevgi adına gözyaşları beklerken, çiy düşmüş yemyeşil çimenler sana daha güzel görünecekler. Sonra semaya bakacaksın ağlayarak. Ey Allah'ım bir kelebeği yaratan sen, bir kelebeğe gülü sevdiren sen, acaba beni de sever misin? diyeceksin. Sonra da bir kelebeği şu kaba saba dünyada nasıl yaşattıysan, beni de öyle yaşat deyip simsiyah gözlerinden yemyeşil gözyaşları dökeceksin. İçindeki tüm boşluğu güllerle ve kelebeklerle dolduracaksın.
Allah'ım bir kelebeği nasıl incitmediyse rüzgarların beni de incitme diyerek gözyaşlarınla gülleri ıslatacaksın.
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta