GÜLLER VE ISLAK KANATLAR
Kaç Mesih yüzü yanılgı,
Yanmış gibi ürpererek evvelinden.
Bir güvercin düşüyor balkona,
Sıcak cesetle.
Kanatlarında derin mavi,
Sen gideli bu sokak,
Hiç bir yere çıkmıyor anne.
Karanfil kokulu çayın bardakta hala,
Japon fenerleri küskün güneşe,
Yurduna bir kez düşünce,
Doğrulamıyor çocukların beli.
Kaldırımlar uyutmaz uykumu.
Boynumun en samimi hali,
Daha kaç kez kesilecek.
Bu denizler yanılgıysa
Sular yıkar mı
Ellerimizin kesik kirini anne?
Zehirden yanılgı sürülünce alnıma,
Uzaklaşır bal özünden,
Çürüterek şarkılarımın sesini.
Ufuklardan kaçıldıkça,
Dağ düşünden şüphe,
Büyüyor anne
Avuçlarımda biriken sesler
Boğazımdan sıkarak acıyı.
Vadilerimde yeni dallar kırılır gibi,
Yarım kalan baharın,
Uzun saçları kirlenerek anne.
Yüreksiz bir kış iniyor,evlere,
Güvercin ölüsü sürüklenip rüzgarla,
Sokaklardan çıkılıyor,hüzün emerek,
Yazlar yanılgı,
Aynı izlere dokunuyor ellerim,
Ayrı boşlara yürüyerek.
Kaç bakır ibrikle taşısam,
Yaralı bir ceylan sesiyle,
Nehirleri getirebilir miydim,
Kuş hafifliğinde, gül taşan tabutuna.
Süheyla Altinkaya Turan
Kayıt Tarihi : 19.3.2018 14:46:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!