Bülbül ötmez oldu perişan yurdum,
Gonca çiçek açan güller mi kaldı.
Şanlı bir maziye hayaller kurdum,
Kılıç kalkan vuran kollar mı kaldı.
Kırıldı kalbimiz solgun bedenler,
Artık gelmez oldu önde gidenler,
Allah için candan sohbet edenler,
Bülbül gibi öten diller mi kaldı.
Hasret kaldık şimdi mert oğlu merde,
Hile yalan dolan doğruluk nerde,
Dalkavuk çoğaldı yüzlerde perde,
Dar günün dostları kullar mı kaldı.
Bozuldu bağımız soldu bostanlar,
Hak yoldan sapıttı nice insanlar,
Nerde kaldı şimdi sazlı ozanlar,
Allah için çalan teller mi kaldı.
Ahmet Yesevî’dir Nakşî pirleri,
Buhara, Taşkent’te gönül erleri,
Sevgiyle yoğurdu bütün yerleri,
Kalpten kalbe giden yollar mı kaldı.
Aktı gözyaşları bendinden taştı,
Bir sevda uğruna gezdi dolaştı,
Ferhat Şirin için dağları aştı,
Böyle yaşanacak haller mi kaldı.
Allah için yandı, yakıldı canlar,
Şehit oldu nice yiğit fidanlar,
Vatan için aktı döküldü kanlar,
Al kan olup akan seller mi kaldı.
Fakir Nurullah’ım her dem ağlarım,
Baktıkça yurduma kara bağlarım,
Nerde benim anlı şanlı çağlarım,
Sancak, bayrak tutan eller mi kaldı.
Kayıt Tarihi : 28.6.2008 10:33:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Nurullah Özkılıç](https://www.antoloji.com/i/siir/2008/06/28/guller-mi-kaldi.jpg)
TÜM YORUMLAR (1)