Zaman gelecek te
Salacak mıyım
Gökyüzüne en derin kahkahayı
Yoksa kızıl dudaklarında sevdam
Her gün batımında bin efkarla
İliklerime kadar mı geçecek
Bir bahar sabahıydı
Bütün kapılar pencereler açıktı
Ve gönlüm
Geldi oturdu bir köşeye
Hiç konuşmadık
Göz göze bakıştık sadece
Nuh‘un gemisine dolan ecdadımız
Ölüm korkusu dalgalarında okyanusun
Türedik aynı soy, ayrı boylarda
Kan kusan şeytanın pençesinde bedenlerimiz
Satılığı çıkmış nefsimizin
Gözlerinin göğünden boşaldı
Yağmur misali yaşlar
Sabır taşı çatladı da orta yerinden
O dayandı
Ekmeğine küflü, suyuna bulanık demedi
Başını eğdi yazgısına sukut etti
Kazanmak uğruna kaybettik
Sabah dualarımızı
Bağlı bileklerimizin paslı zincirleri
Çözülür sandığımız yürek özgürlüğümüz
Soluk alışlarımızda
Sessiz çığlığımızın
Kurşun grisi oldu
Soluduğumuz hava
Etmediğimiz kalmadı tabiata
Bu gidişle
Ya yok olmak üzere
Ya var oluşunda
Halil Rıfat’ta Rıfat
Eski bir semti İzmir’in
Tükendi demiştin
Yıldızlara bakabilenler
Tükenmesin diye
Yıldızlara bakabilenlerdenim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!