Gülizar... Şiiri - Çay Şairi

Gülizar;
Gönlümün baharı,
sevda çiçeğim.
Sayfalara sığmaz
sana olan aşkı muhabbetim.
Lakin bu kadarına muktedirim.
Benden kabul buyur ey nazlı çiçek.

Gülizar,
Sana uzaklardan merhaba derken
Yüreğinin pırıltıları ve gözlerinin ışıltısı
aydınlık katıyor karanlık gündüzlerime
Ve ay yüzün doğar zifiri gecelerime.

Ey güz mevsiminde kaybedip,
Bir kış kadar uzaklarda beklediğim
Baharın nadide çiçeği.
Gülizar diye içimde büyüttüğüm sevgili.

Gülizar
Bedenin başka yerde olsada
Kaç senedir hep varsın hayatımda
Yıllardır başımdaki taçsın
Lakin dokunamadığım,
Koklayamadığım...

Gülizar;
Başka bir diyarda dolanırsın.
Ama daima kalbimde sallanırsın
Söz olup dilimdesin
Göz olup seyrimdesin
Rengarenk hayallerimin
Herdaim başköşesindesin.

Gülizar;
Sen ne dersen de;
Çaresizliğimin diğer adı sensin.
Sen öksüz kalmış sevdamsın
Sen olmadan anlamsız bugünüm ve yarınım.

Gülizar;
Hülyalarımın taç giymiş perisi
Nerdesin haydi çık gel artık.
Tut elimi alem bizi kıskansın.
Kalemler ikimizi yazsın
Ve sağır sultanlar bizi konuşsun;
Sevdamız destan olsun dillerde

Gülizar;
Bilmem ki nedir sendeki aşkımızın anlamı.
ne kadarı gerçek,
Ne kadarı sen,
Ne kadarı alın yazımız.

Konuşsam duyar mısın
Oradan anlar mısın sana olan sevdamı Gülizar!
Ve tutup kaldırabilir misin
Kırık kanatlı hayallerimi
Beraber uçmak ister misin
Uçsuz bucaksız ve sonsuz...

İstersen saçlarına bağ olayım.
Yeter ki sana bağlı kalayım
Kendine bağla beni Gülizar
Sımsıkı sarıl ve tut
bırakma beni.

Gülizar ;
Yağmurlu havada tut elimi
Beraber ıslanalım yıldırımın sokaklarında.
Güneşli havada uludağ etekleri .
Son baharda kınalıkar gibi
Düşelim aşk kokulu yollara
Açılalım uçsuz bucaksız sevdalara

Gülizar;
Tut ki ellerimi tekrar yeşilleneyim.
Yaşamak istiyorum senin gönlünde
Ve sadece senin gözlerinde
Sen yoksan bırak tutma beni
Düştüğüm gibi bitsin bu sevgi
Sensiz ölüdür, yaşamaz bende hiç bir sevmek fiili

Gülizar;
Bir çıkmaz sokaktayım
Ne olur bana uzanacak el ol.
Ben gülüşeninde diken olmaya razıyım,
Boynu bükük sevda yetimiyim
Uçmak isteyen kanadı kırık bir kuş
Ve kollarına pervaz etmek için
Bir işaretini beklerim.

Gülizar;
Bil ki ben hep senin kapının dilencisiyim.
Gönül kapına ellerimi açmış bekliyorum
Bana uzanacak sevgi ve şefkat ellerini.

Ne olur sevgili;
İçtikten sonra çayını
Bana doğru gel Gülizar!
Ve o ellerinle yüreğimi okşa
Ve gönül kapını açıp
Bana orada tak tasmamı.
Asla gitmemek üzere
O kapının olayım tasmalısı.
Yeter ki senin olayım
Sadece senin.

Gülizar ;
Yarım kalmasın bu hikayemiz
Toplansın tekrar umutlarımız
Bırak Pınarımız bize ait olsun
Kana kana içelim pınarımızdan

Sahi biliyor mu beni
Ne kadar onu sevdiğimi
Canımdan can bildiğimi
Biliyor mu o bizim İkimizin

Şakaklarıma kar yağmış
Kırkına dayanmış merdiven
Allah'a binlerce şükür olsun
Odur bizi birbirimize sevdiren

Gülizar;
Sen kökleri bende olan
Dalları başka yerde bir çiçeksin
Her Gülizar deyişimde uçar
Kalbim pervaz eder senin için

Bir pencereye bir kuş konarsa Gülizar!
O sevda kuşu benim
Bizim için eder ahuzar
Sana dokunmamışken hala bedenim
Hepsi birden yanar
Ellerim kalbim dilim...

Nasıl bir aşk sancısı bu Gülizar!
Öldürmedi hala ama kalbime zarar
Çırpınıp duruyor aşkından bizar
Sen gelmezsen yaşamış yaşamamış neye yarar.

Eski Şehrin caddelerinde bir ben
Dolaştım senin izlerini sürerken
Ezan okundu upuzun minareden
Akşam olup hava kararırken

Bir sağa bir sola bakındım
Seni veya bir izini aradım
O eski şehirin sokaklarını karış karış taradım
Hiç bir izine rastlayamadım.

Neden oradaydın bilmiyorsan eğer
Gül bakışlı sevda kuşum buraya uçmuş meğer
Bulsaydım seni o akşam yada seher uç dön gülistanına derdim tekrar gönlümde yeşer.

Bilgehan Işık