Gülistanda Şiiri - Mustafa Kaya Akozan

GÜLİSTANDA

Gönüller gürül gürüldür,
Çağlar, Türkün ülkesinde.
Sevdalar pırıl pırıldır,
Çağlar, Türkün ülkesinde...

Gelinliğini giyen pelinle gelir bahar.
Gönüller menekşeyle, nergisle hem hal olur.

Bağlamada can bulup, coşarken Dadaloğlu,
Köroğlu’na, Çamlıbel sırt verecek kal’ olur.

Manolya göz süzerken alınmasın zakkumlar.
Karanfil mor giyende ayrığa bir hal olur.

Kerem ile Mecnun’u, Leyla’ya dünür salsam,
Biri, Aslıya kanar, ötekisi lal olur.

Gelincik bin naz ile salınırken mehtapta.
Puhur hazla mest iken,hardal bize el olur.

Karacaoğlan ile menzile varmaz kervan,
Her pınarın başında bir güzele kul olur.

Yüz bulunca sevinir aşıkları reyhanın.
Leylakların yüzünde mor gamzeler al olur.

Garip, Kerem eylemez rintlerin yüreğine,
Aşık cilasunların hayalleri yel olur.

Bir aşk merdivenidir sevdaya fesleğenler,
Arı çiçeğe konar, kaktüs yanar kül olur.

Tahir, Zühre’de arar gönlünün dermanını,
Ahu gözden sızan yaş,coşa coşa göl olur.

Kahır yok, garabet yok, kir barınmaz bu yerde.
Aşkın, aşığa emri; - Sevmesini bil, olur.

Emrah ile Selvihan ayrı düşse seherde,
Aşka duran gönülde, anlık hasret yıl olur.

Sümbülün cilvesiyle sermest olan sevgili,
Yüreğini semaya dokuyan bülbül olur.

İpek tenli ceylanlar gül koklar gülistanda,
Gözden gönüle taşan aşk iksiri sel olur.

Nazanlar bu ülkede daha dik, daha vakur.
Gözler kalpte boy atan sevdalara yol olur.

Akozan yürek vurur güzeller meclisinde.
Aşk, sevda ikliminde katmerlenen bal olur.

MUSTAFA KAYA AKOZAN