Diyorlar ki durma, vakit geçiyor,
Yollar bozuk, iz karışık gülemem.
Talih soru sormaz birden seçiyor,
Gün karanlık, diz tutuldu gülemem.
Sorgusuz infazım yapıldı bugün,
Kınalar yaktılar, başladı düğün,
Zaten ender olur içten güldüğüm,
Sözler bıçak, sükut hançer gülemem.
Karanlık her gece, kabusum başlar,
Hayalim şaşırır, düşlerim işler,
Kanım kudururken terimse haşlar,
Yüzler soluk, bakış donuk gülemem.
Kurdoğlu boyarlar tablo verirler,
Sonra gideceğin iz gösterirler,
Uçurum çıkınca döner gelirler,
Zaman hırçın, ilaç zehir gülemem.
Kayıt Tarihi : 4.2.2005 10:22:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Ahmet Kurt](https://www.antoloji.com/i/siir/2005/02/04/gulemem-2.jpg)
Gülemem
Neden derler bana kahır yazarsın,
Fakir figandayken kalkıp gülemem.
Küstahça kahkaha, ruhun bozarsın,
Yetim sokaktayken bakıp gülemem.
Sanma ki daimdir, gülüşün yalan,
Zalimle gülüşme bulursun belan,
İmam Efendi de verirse salan,
Ölürken kul hakkı takıp gülemem.
Bir gün göçeceğiz yalancı handan,
Kefendir sermayen şöhretten şandan,
Ağlamak günahı çıkarır candan,
Günahkâr vücuda bakıp gülemem.
Hüzündü Efendim! Mekke yaşlandı,
Yetimler yetimi nasıl taşlandı,
Ağlaştı melekler hüzün işlendi
Yaş oldum gözlerde akıp gülemem.
Kederliyim Ömer! Bilir Yaradan,
Atamam kahkaha çekil aradan!
Beğenmez öksüzü aslın nereden,
Yetimin kalbini yıkıp gülemem.
10.08.05-Bursa
Ömer Ekinci Micingirt
TÜM YORUMLAR (4)