Kızıllık sarmış ortalığı
Yangın yeri her yanım
İhtimal, yine ayrılık geliyor
Sanadır yalvarışım, yakarışım
Sen ellere uyma, ellerin olma
Müstahak bu gözyaşları
Güçlü olmayı beceremeyen gönlüme
Süsü koparılmış armağanlar aldı hep
Uslanmadı, akıllanmadı bir türlü
Saçlarımdan dökülür oldu delilik
Geriye dönük bir ömür yok
Gidenler oldu gönül hanemden
Akşamlar dizildi boynuma ağır ağır
Mum yakıp bekledim yollarını
Zifir gecenin karanlıkları
Ezildi avuçlarıma döküldü yıldızları
Yavaş yavaş yaklaşan veda vaktidir
Alıştık duman aralıklarına şimdi zor gelir
Gitmesen olmaz mı desem dostluğumuz adına
Dile gelir itirazla elindeki kına
Bütün aşkların kusurları kırmızıydı
Bundandı benim aldanışlarım
Her haliyle celladına aşıktı
Kellesi kopacak mahkum bakışlarım
Yitirilmiş kentler gibi sevdalardı
Bu gün bir yıl daha eklendi ömrüne
Bir çınardan bir yaprak daha düştü
Seneler geçiyor zamana aldırmadan
Yalnız senin için doğdu güneş
Yalnız senin için aydınlattı dünyayı inadına
Sen doğdun diye.
Bir tek sen kaldın bana
Çocukluğumu aldılar, bebeklerimi de
Ne elmalı şekerim var artık
Ne gençliğimin ilk öpüşleri
Yüreğimi yağmaladılar
Sen oraya öylesine takılmışsın ki
BOŞLUĞUN
Tarih yol ayrımının ertesi
Saat gecelerden kalma uykusuzluk
Sensizim, senden uzakta
Suskunum bu hayatta
Yıllarca aradığım gözlerindi sevgilim
sen iste sana bütüm ömrümü veririm
En güzel saatlerim, en güzel günlerim
Senin yanında geçiyor biricik özlemim
Sevdamın paranoyasında gizlisin
Bir şüpheyle bağlı olsam da sana
Hüzün kentine son yolculuk bu
Geri dönüşüm yok artık bir daha
Yüreğim ürperir her kapı çalınışında
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!