GÜLECEKSİNİZ ÇOCUKLAR
-dağların yüksekliğine bakıp başı dönenler
eteğinden akıp giden bir kucak suyu bilmezler
yaşamın damla damla damardan geçtiğini
yola getirdiğini en sert kayaları
sizler devralırken başıboş hayalleri
burkulacak içiniz belki çocuklar
tarihin damlaları soğuyan alnınızdan akarken
anlamsız kavgaları okuyanlarınız
takılıp kalanınız olur ölü ruhlara
bir emirle yok olan yüz binler orada
şiirler, romanlar okuyanlarınız
putlara konan kuşların kanatları altında
limoni resimlere dalıp çıkanlarınız
değişik dillerden dinleyenleriniz ezgileri
yüzyıllar öncesinden yarına bir köprüde
açlıkla boğuşanları göreceksiniz her durakta
kelimeleri süslemeden yalın bir dille konuşacaksınız
ciğerinin yağını eriten aç gözlü mutlu azınlığın
çekip çevirmesini bu koca dünyayı
herkes kendine göre anlatacak
herkes kendince de haklı usul gereği
çarpık hayatlarını göreceksiniz çocuklar
büyüklerinizden kalma omurga ağrılarından
yüzyılları alacak temizlenmesi toprağın
her gruptan, her renkten kan göreceksiniz
resmi tarihin ötesinde birbirine karışmış
her gözden akan gözyaşını okur gibi
paylaşım yıkımlarından arta kalan karanlığı
ve kayda geçilmeyen işkenceleri
kemiklerinden okuyacaksınız insanların
ve ırzına geçtikleri kızların mor bakışları altında
gaz odalarını göreceksiniz gidenlerin
sizler güleceksiniz çocuklar, bizim ağladığımız duvara
bir olamayışına insanlığın
uyanık, doymak bilmeyen birkaç kişinin
dünyayı kirleten o iğrenç nefsine
açlık sorununuz olmayacaktır sizlerin
kapınızda kilit, bahçenizde duvar
bey gibi yaşayanlarınız, harem kuranlarınız da
beyin gücünüzle avuç içine çevirdiğiniz dünyayı
ellerinizle tutarcasına soluyacaksınız
yürümek istediğinizde sınırlara takılmadan
mayınlar, tanklar da olmayacak hayatınızda
tel örgüler, kelepçeler, göz bandajları
ve bize yabancı gelen dilleri
kapı komşunuzun diliyle konuşacaksınız
onlar anlayacaktır sizi, siz de onları
tanıdıkça birbirinizi, yıkılacak aranızdaki duvarlar
verimli, verimsiz toprakları tanır gibi
ve soğuk, ılık iklimleri
büyüklerinizi andıkça güleceksiniz çocuklar
izleri donmayacak mimiklerinizde
size yabancı kelimeler elbet olacaktır
hikayeleri ‘yasaklanmış’lardan kalma
bizim de güldüğümüz oldu çocuklar
kaynağına girip de bin bir adla içerek
üstesinden gelemediğimiz acıların
(Adsız Fırtınalar Doğuyor)
Kayıt Tarihi : 5.5.2007 03:31:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

iki bin iki yüz... bal ve süt akan yurt... sevimli israil...
.....
ciğerinin yağını eriten aç gözlü mutlu azınlığın
çekip çevirmesine bu koca dünyayı
.......
haklısınız, herkes haklılığında haklı olduğuyla... insan gibi insan olmayı, insanlığa yücelebilmeyi herkes kendi dayatmalarıyla, bir nebze olsun inatlıktan vazgeçmeden... diyar diyar dolaşanlar olarak tecrübe ve bilgide zenginliği insanı yüceltmek yerine birbirine düşürmeye yemin edilmişliğin kutsallığından şaşmadan, hatta gaz odalarına zorlandırmalar değildi tabi, sadece zor kullananlar var imişlik gibiliği körükleme sanatına hakimliğin bu sarsılmazlığı... sevimli israil... demeye yine de imtina etmeyeceğim, ümit bu, Allah'tan ümit kesilmez... insanlık adına insan gibi insan olmayı deneyebileceğiz daha belki... ve ne güzel şu mısralar
dağların yüksekliğine bakıp başı dönenler
eteğinden akıp giden bir kucak suyu bilmezler
bilmezler yaşamın damla damla damardan geçtiğini
duymazlar damlaları, görmezler
nasıl yola getirdiğini en sert kayaları
ve ne kadar da haklı demeden geçememem ki... görmezlik sığınağı denilmiyor, ağlama duvarıydı tanımlanan... gördükleri varsa birilerinin, görmezlikten gelineceğini de paralelinde düşünce olarak ökçede sürüme sefilliği kol kola olabilir mi... yine anlayabilmeye sunulan birikiler oldular...
güzel yorumlardı... teşekkür ediyorum paylaşımınıza... sevgim, saygımla
TÜM YORUMLAR (1)