GÜLE HASRETİMİZ VAR
Zaman elinden içti,
Sonsuzluk badesini.
Mekan seninle biçti,
Cennetin giysisini.
Bizim hasretimiz bir dikensiz güledir.
Rengi ışıktan, kokusu ışık.
Çağrısı Hak’tan, müjdesi doğru.
Adına armağandır evren.
Hatrın ufuktan büyük.
Bir muhabbet iklimidir olduğun yerler.
Kervan bizi sana getirsin,
Sona erdiğinde yolculuk.
Ayrılık kordan bir eldi.
Bedenin nurdan bir güldü.
Hoyrat gülümsemesiyle,
Ölüm seni aldı.
Bir gece vakti,
Verdiler bedenini toprağa.
Gün yoktu ağlasın,
Ay oradaydı.
Toprak güle hasretti.
Sevgiyle açtı kucağını.
Ay, yeryüzüne döktü gözyaşlarını.
Kabrin ışıklandı.
Kabrinin toprağı,
Yaralı gönüllere merhem.
Sancıyan akıl,
Titreyen vicdan
Senden yardım bekler.
Nefesin ılık bir nisan yelidir.
Her şafak vakti,
Bir yetimin başını okşar gibi
Saçlarımıza değer.
Aşkın yürekte saklı.
Fikrin akılda.
İsmin hazinesi dillerin.
Korkunca karanlıktan,
Sabaha koşmak sen.
Beklemek azaptı,
Kavuşmak tuzaktı.
Varlığın olmasaydı.
Sevinçli bir haber verdin bize.
Korkuyu sildin.
Ümit etmeyi öğrettin.
Karanlık, aysız bir geceyi
Nur ile yıkayan sen
Uzun bir bekleyiştir ömür.
Gölgemiz inatla yürür,
Kan damlayan yeryüzünde.
Solmadan gider
Keder kara saplı bir hançer.
Oysa ölüm vuslatın eş anlamlısı.
Masum çocukların ışıltılı gözlerine dost.
Güldün sen bir nisan sabahı açan.
Yemyeşil ovaların,
Uçsuz bucaksız kırların tertemiz suyundan.
İnanmış gönüller parçadır senden.
Kokun âleme ondan yayıldı.
Kayıt Tarihi : 22.2.2008 23:09:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!