Güle güle yakılacak kitap, günahsız gece
Günaydın, yeniden can bulan yeşil curcuna
Benim mekan bu pencerenin ardı olsa bile
Günün sesi konup kalkınca özlemlerime
Genel af da yok nasılsa, uzun zamanlara
Salıveririm aklımı senin peşine firara
Bu gece de yok yazılsın teftişe
Ovalar, yaylalar yakıp, türkü adına
Belki yetişemeyeceğim sana ama
Aklım sende, kalp denen bu yanardağ öyle
Sakın kutupta yanardağ olmaz deme
Şu zincirler olmasa bileklerimde
Yanardağ ne demek gösterirdim sana
Gökyüzünü ayaklarına serdiğimde
Öyle kolay değil kazın ayağı ama
Akşam olupta baktığın o yıldızların birinde
Kim inler bilir misin, karanlık hücrelerde
Ellerini açıp gökyüzüne, gel! diye diye
O gördüğün parıltılı yıldızlar, benden dilekler sana
Görecektin serebilseydim sarayının eşiğine
Ne çare gardiyan bekler pusuda, el tetikte
Yeniden doğup her gece kurt sesleriyle
Her sabah yeniden ölüyorum gözlerim açılınca
Boş yatak, buz kesiği kollar ağır gelir omza
Hayat bu olmalı sürgünse, düşle hayal kolkola
Yaşamak bu demekki, yaşamak denirse soluk almaya
Dam altında, soğuğun kol gezdiği eşkiya mağarasında
Sen vebal olup dizilirsin ıssızlığın duvarlarına
Sen biliyor musun, senin yerin nere
Nereden bileceksin sen bir hayalsin dergahıma
Kolay gelir adama düşte kavuşmak hayallere
Günü geceye meze etmek, kolay gelir adama
Düşmeye görsün bir kere yolun zindanlara
Masal gibi geliyor değil mi bunlar sana
Haklısın, ateş düştüğü yeri yakıyor gene
Kayıt Tarihi : 12.2.2002 11:15:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!