Güle Şiiri - Fırat Yetiş

Fırat Yetiş
68

ŞİİR


9

TAKİPÇİ

Güle

Avuç içinde ki suda annemi ,
Yüreğinde ki ateşin fıtratında ,
sevdamın silüetini taşıyan Gülê!
Beraber baktığımız iğde ağacı, yüzüne aynı anda tebessüm ettiğimiz çocuk;
Vaktine tutsak ,
yitip giden gençliğimden anlıyorum ;
gidişin ardı devirdiğim yılları .
Bu hasret bu sürgün ,
belki de müebbet!

Dön ne olur ,
kırılsın şehrin kapılarına asılan zamanın paslı anahtarları.
And olsun !
İpek yoluna ve Dört kitaba ;
Kaçakçı güvercinler sınırlarda vurulmadan , haberini getiremezler ise?
Diclenin kıyısında bin yıllık ağıt yakmak , alnıma inen vahiy olsun.!

Gülê !
Yüzünü dönüp dökmezsen cemalime.
Puşt bir karanlık urgan salar yüreğime.
Bütün bildiğim kutsallıklar hürmetine .
Son bir kez başını kaldır bu kanlı şehirden .
Dön yüzünü, saçlarının rengine bürünmüş kızılımsı gökyüzüne !
Yağmur kendini asar;
Toprağın koynunda kıtlık kıran.
Ongözlünün damakları kurudu;
Fersah fersah çığlıklarını döker , kadim surların diplerine .

Duy Gülê!
Uçurumlar sesimin yankısını haykırır.
Kırkı çıkmamış sebinin ağlamasında örselenir umutlarım.
Ki biliyorsun yokluğunda;
Ölüm ve yaşam arası araftayım.
Haber saldım Karacadağ’dan ,
Muskalar gizledim taşların gediğine .
Çaput bağladım ebabil kanatlarına .
Bildiğim bütün duaları döktüm
Üç vakte seni bana getirene .
Gelmedin Gülê!
Şimdi ;
Taze umutlar serptim güncelerime .
Alın çizgilerime kaderim olarak muştulan diye ,
Bu gün de vedalaşmadım kendimle .

Öyle yorgunum ki!
Bütün ağaç gölgelerini döktüm üzerime .
Bir nefes uyumak ,
bin adım koşmak istedim varlığına .
Tükeniyorum Gülê !
Saçının gezindiği uzuvlarımda,
Şimdi ;
onmaz yaralar, kanını damıtır yokluğundan örülü , müdavimi olduğum zamanlara.
İçimde keşmekeş haller.
Düşüme seni doğursun kangren gece .
Sarıp sarıp kokunda ısıt
Buza kesmiş üşüyen nefesimi.

Ah Gülê!
bu hasretlik beni aşar.
soluğunu bırak soluma ,
Kan sızıyor yalnızlığımın mevasına.
Zeytin karası gözlerinden ayet ayet okunmaz mı kimsesizliğim .
Adın yağmur damlası gibi avaz avaz hıçkırıklarımda.
Ki görmez misin ?
Serabı yitik kuzguncuklar pinekleniyor çöl ölüsü dudaklarıma.

Şarktan Garba bütün suskular mimlendi alnımın pervazında.
Alaşağı oldum , kurumuş kekik yaprağı misali dağ yamacında .
Ölüyorum Gülê
Ört üstümü ,
S/akla sana bulanmış tamah halimi .
Bir ürperti kopar toprağın müphem isyanından.
Göm beni Gülê!
“Kullu nefsin żâ-ikatu-lmevt”
Son defa ,
parmak uçlarında ki merhameti kerpit kalbimin oyuklarına..

Fırat Yetiş
Kayıt Tarihi : 24.2.2020 13:38:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Fırat Yetiş