Çiçeklerin mis kokularla açtığı birgün
Cep telefonum çaldı, Güldamlam 'Gel' diyordu
Kalbimdeki coşkuyla, içim biraz tedirgin
Sevdiği o 'Sarı Güllerle' evine gittim
Yeni doğmuş güneş gibi, beni bekliyordu...
Mimozalarla çevrili bahçede oturduk
Çardağın altında keten örtülü bir masa
Gül desenli porselen fincanlarda çay içtik
Eller kilit gözler kilit kalpler taşa taşa
Bakışların yangınında kendimizden geçtik...
Akşam çöküşü; ufuklar yeniden yanıyor
Dalgaların kıyıya vuruşu, pembe beyaz
Denizi dinlememi söyleyip eve girdi
Onu beklerken içim sızlıyor sanki kanıyor
Ah bir de başarsaydım, sakin olmayı biraz...
Sade bir salona geçtik, mumlar ışıl ışıl
Balık salata beyaz şarap...Ve tatlı yedik
Kahveler içildi, bakışırken yeşil yeşil
Boynundan öpüp usulca halıya yatırdım
Dili alevdi sanki, saatlerce üpüştük...
Dudakları dudaklarımda ayağa kalkıp
Gözleri gözlerimde -artık seninim- dedi
Sabrımı ölçercesine odasına geçti
Yüreğim bir nehir kıvrılışı gibi coşup
Deltasına akmak isterken -gel aşkım- dedi...
Özenle sevişmeye hazırlanmış bir oda
Çarsaflar saten, gül yapraklarla bezeli
Henüz yeni açmış tutku kokan yasemenler
Yastıkta, ismimizin baş harfine dizili
Kanımda lavlar, arzın merkezinden taşmakta...
Duman duman yanan tütsüyle egzotik bir müzik
Yere inen sabahlığın altında bir mabet
Kucağıma alıp yatağa kadar taşıdım
Şeffaf giysisi altında göğüsleri dimdik
Vücudu Kibele'den bereketli ve kıvrak...
Kayıt Tarihi : 3.12.2004 14:15:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!