Gülçiçek Şiiri - Uğur Aktaş

Güneş sahtedir yavrum
Belkıs’tan Süleyman’dan gümüş mermer
Ve kan iksiri savrulmuyorsa
Sahtedir tahta barakalara doğan güneş
Doğmuyorsa Musab’ın kefenine
Sahtedir çıldıran gözleriyle insanlar
Sahtedir gül ağlatmıyorsa bülbülü
Berceste bir mısra düşmüyorsa
Penceresinden Leyla’nın
Sahtedir yavrum hilale ayarlanmamış saatler
Yasir’den habersiz şehit

Ah...ne şarabı gül yaptık ne kanı bülbül
Ah...şehitlerin kanıyla dizginleyemedik kenti
Medine olamadık,Kudüs olamadık ne de Mekke
Taif’in taşı mıyız yavrum yoksa Ebucehil’in sarığı mı
Gel Gülçiçeğim dinle
Dinle ruhunla ve gözünle ve elinle

Kayaların ardında bir hücre çile
Pınarların dibinde bir balık çile
Mescidin köşesinde secde çile
Nerede çile,bize dervişlik yok yavrum
Şehadet çile,mapus çile,kan çile

Doğ yavrum,doğ ve ilk gözyaşın Filistin’de olsun
Taif’e de rahmet gönder Kudüs’e de
İlk sözün şehadet olsun Kabe’nin örtüsü aşkına
Kızıl lalelerin bereketi aşkına
Muştula evreni,diren Rabbin aşkına
Gözlerine Muhammet’in gözleri dolsun
Her baharda dost ol çiçeklerle
Son sözün La ilahe illallah olsun

Ne dersin yavrum, körpe fidanım,gülçiçeğim
Asasını gül suyuna batıralım Musa’nın ne dersin
Yed-i beyza olalım yıldırımlar ucunda merhamet
Kınından çıkmış bir kılıç ucunda merhamet
Kan dökülsün mahzeninden ehramların
Gülçiçeğim
Su serp gönüllere,yak ateşini inkılabın
Seher vaktinde yıldızları toplayan
Toplayıp da gönüllere taşıyan şehitler aşkına