Kısa şiirlerini ve deneme yazılarını Mayıs Güncesi adıyla yayımlamaktadır.
Bir yangının ev sahibiydi gözlerin
Ellerinde umuda kanatlanmış hüzünler
Kaçtığın limanlarda kendini güvertede unutup beklerken
Bir yağmurun talan bahçesiydi yüreğin
Bayram sabahına koşuşan çocukların
Yüzümü hüzünlerden geçirdim
Kalbimi nice Yâsinlerden,
Fatihalardan..
Sıralı sırasız ölümlere,
Dökmediğim yaşlar birikti içimde
Üzerimde kışa erkenci,
Kalın ama yaz nakışlı bir hırka
Sarılıp sarmalandım,
Ellerimi sıcak kahve fincanında ısıtıyorum.
Yüreğimin mevsimden kıştan haberi yok
Gördüğüm rüyaları,
Huzurun kokusunu,
Ve duaların sükûtunu
Bir kavanozda saklamak istiyorum.
Çabuk geçen dünlere inat
Yavaş gelen yarınlarım..
Kelimeler kitaplardan dökülüyor,
Şiirler devrik,
Hikayeler yalan
Dualar kefâret yerine acılara edilir olmuş
Zulüme seyirciyken cümle cihan..
Adalet örselenmiş
Çıkmaz sokaklarını bile sevdiğim şehir..
Ben sana gönül koydum Şehr-i İstanbul,
Akşam çökerken kalabalığına,
Bari demi sohbete denk bir çay doldur
Kıyısında yorgun kayıklar pusa çalar geceyi
Dünya baştan yanlış yazılmış !
Çocuklar kurşun geçirmez olmalıydı,
Sevdalar ihanet geçirmez..
İyi yüreklere üzüntü işlemez olmalıydı,
Kadınlar sadece kınalarda,
Adamlar baba olduklarında ağlamalıydı.
Gökyüzü kuşlara boyanmış
Bu neşe, umuda kanat çırpmak!
Gel gör ki;
Yine rengarenk bu deniz,
Bu gökyüzü,
Bahar renginde bu ağaçlar, çiçekler, bu toprak..
Özlemek şimdi
Gün ışığında denizin dibi,
Ecel gelmeden ulu orta ölmek gibi,
Özlemek bir şehri ortadan ikiye bölmek gibi..
Üstü yarım yalnızlıklar biriktiriyorsun Ey insan!
Yaşamak şimdi..
Toprağa direnir hep bir yanımız
Soluksuz koşturduğumuz
Telaşlı zamanların anısına sığınır
Hayatla ebelemece oynar
Üşüyen mahsun çocukluğumuz.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!