-I-
Kelebeği ateşlere sürükleyen çark benim
Yumurtlayan, yavrulayan arasında fark benim
Doğum benim, ölüm benim, çekirdeği terk benim
Mahşer günü sırat benim, arasatta yine ben
.................Öyle bir gönül vermişsin ki
.....................Nasıl, nerde olursam olayım
........................Senden seni istemekteyim.
-II-
Yakan benim, yıkan benim, suçlu benim, mazlum ben
Karıncayı ezip geçen, acımasız zulüm ben
Bir ninniyim beşiklerde, gözyaşında gülüm ben
Ağıt benim, türkü benim, koçaklama yine ben
.................Öyle bir gönül vermişsin ki
.....................Halden hale girmekteyim
........................Senden seni istemekteyim.
-III-
Barış benim, savaş benim, mukavale yine ben
Köle benim, kral benim; ne çekersem dilimden
Şükretmeyen isyankâr ben, kan akan mendilinden
Şehit-şahit, sanık-tanık, savcı, hakim, hekimim
.................Öyle bir gönül vermişsin ki
.....................Döner döner gelirim kapına
........................Senden seni istemekteyim.
-IV-
Ne babadan, ne dededen ses almayan sesine
Verseler de şu dünyayı koyarak heybesine
Dikenli tel örgülerde gezip yürümekteyim
Dava benim, hasta benim, her fırında usta ben
.................Öyle bir gönül vermişsin ki
.....................Senden seni istemekteyim,
........................Davacıyken kendimden.
Kayıt Tarihi : 23.1.2009 06:25:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
GÜLCE-(Buluşma)
Müthiş bir tezat sanatı var. Bendeniz 'Aliterasyon' da hissettim şiirde.
Şiir, 'ben' teması üzerine kurulmuş. Burada 'ben'; insanoğlu (cem'i) olarak algılanabileceği gibi, şairin ene'si olarak da algılanabilir. Bu yönüyle şiirde İham sanatı da var.
Çok güzel benzetmeler, teşbihler de var.
Kelebeği ateşlere sürükleyen çark benim
Yumurtlayan, yavrulayan arasında fark benim
Doğum benim, ölüm benim, çekirdeği terk benim
Mahşer günü sırat benim, arasatta yine ben.
Bu dörtlük bilhassa manidar.
'Kelebeği ateşlere sürükleyen çark benim' derken insandaki ruh,
'Yumurtlayan, yavrulayan arasında fark benim' derken eşref-i mahlukat,
'Doğum benim, ölüm benim, çekirdeği terk benim' derken fıtrat,
'Mahşer günü sırat benim, arasatta yine ben' derken fena/ yokluk öne çıkarılmış gibi hissediliyor.
Yine hissettiğim kadarı ile dörtlükler; alem-i beşeri, serbestler; tasavvufi mânâda kapı tokmağına dokunan talib'i işaret ediyor.
Tabii ki, zarfın içinde ne olduğunu, ancak onu yazan bilir.
Tebrikler öncü kalem.
Teşekkürler can dost.
Verseler de şu dünyayı koyarak heybesine
Dikenli tel örgülerde gezip yürümekteyim
Dava benim, hasta benim, her fırında usta ben
.................Öyle bir gönül vermişsin ki
.....................Senden seni istemekteyim,
........................Davacıyken kendimden.
YÜREGİN DERT GÖRMESİN TEBRİKLER
verdiğiniz örnek için çok teşekkürler... Saygılar
TÜM YORUMLAR (5)