Bir web sitesinde çevrimiçi kişilere sevgi mesajları göndermek dost kazanmanın en iyi yoluydu. O da öyle yapmıştı. Karşısına çıkan 25 yaşındaki Gülcan’ın hiç terk etmemek üzere kalbindeki şefkat deposunun en güzel yerine yerleşeceğini bilmiyordu o zamanlar.
Yazılan mesaj çok hoşuna gitmişti Gülcan’ın. İlk iş olarak grubuna davet etmişti bu çok sevdiği sevgi insanını. Gruplara sıcak bakmamakla birlikte Gülcan’ın nazik teklifini reddedememişti. Çünkü onu çok sevmişti. Gülcan da onu.
Çok sevmek ve sevilmekte haklıydı, çünkü aldığı mesaj ışıl ışıl sevgi ve şefkat saçıyordu. Gülcan baba görmemişti (2 yaşındayken babasını kaybetmiş) Şefkat Çağlayanı ise kız evlat özlemi içindeydi. Çok kolay baba-kız olmuşlardı.
Bir sırrını açıkladı Gülcan. Şefkat Çağlayanının sevgi dolu yüreği hüzne boğuldu. Gülcan’ın grupta kimseye söyleyemediği amansız hastalığıydı bu. Bu hanım kızdan ve amansız hastalığı öylesine etkilenmişti Şefkat Çağlayanını, saatler gibi kısa süre mesajlarına yanıt alamazsa korkar olmuştu. “Kızımı kaybettim” düşüncesiyle hıçkıra hıçkıra ağladığı oluyordu. Gülcan da bilgisayarında sorun olunca “babacım merak eder” endişesini duymuştu hep.
Sen altınsın ben tunç muyum?
Aynı vardan var olmuşuz
Sen gümüşsün ben saç mıyım?
Ne var ise sende bende
Yürek sesiniz eksık olmasın Kadır kardeş paylaşımlarınızı severek okuyup
takıp etmeye çalışıyorum. İnşallah devaminide okumak kısmet olur.
Sevgiler saygılar selamlar.
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta