GÜL ŞİİRLERİ

GÜL ŞİİRLERİ

Nermin Akkan

HEP GÜL sen! seni sevdiğim sürece,
Hep gülsen.! çözülmeyen bilmece.
Hep gülsen,gülümse sessizce.
Hep gülsen! hep gülsen ömrünce.

Hep gülsen,bana umut olursun.
Hep gülsen,Mutluluğu bulursun,
..

Devamını Oku
Mehmet Akar

Umud et çocuğum
hep umutlu yaşa
hep mutlu yaşa.

Umutla dolu olsun gönlün,
hep gülerek yaşa
hep mutlu yaşa.
..

Devamını Oku
Mehmet Hanifi Aliosmanoğlu

Boşuna mı çekeriz, biz bunca eziyeti,
Gül, güzel bade yoksa neyleyeyim cenneti
Sevgiyi bilmeyenin, işi ne bu bahçede
Gül güzel bade yoksa neyleyeyim cenneti

Dil öptüm, dudak öptüm, neden ki utanayım,
Güzel sevdim diye ben,yanacaksam yanayım,
..

Devamını Oku
Ahmet Koparan

Sevdin mi gülü seveceksin
Yandın mı Güle
Kara sevda olacaksan Güle
Derdin sıkıntındın kederin Gül olacak
Ağlarken de gülerken de Gül ile olacaksın
Çiğerlerine kadar çekeceksin Gül'ün kokusunu
Damarların Gül'' ile dolacak
..

Devamını Oku
Ceketsiz Şair

GÜl Baana, ufacık bir bebeğin annesine ilk gülümsemesi kadar masum olsun
GÖzlerin kilitlensin gözlerime, dudaklarından çıkan her söz mutluluk olsun
Yıllardır kalbimin akıttığı göz yaşlarını sil nolur, yeniden tertemiz olsun
Gül bana, ufacık yuvamızda başın omzumda ellerin elimde olsun... gül bana
..

Devamını Oku
Hüseyin Parlakdemir

30.09.2009
GÜL GİBİ SOLACAK GÜZEL OLANLAR


Zannetmeyin devran böyle Gidecek
Gül gibi solacak güzel olanlar
Ömür pek kısadır birgün bitecek
..

Devamını Oku
Ayhan Ay

Çiçekçi bana bir gül ver
sevgilime değil bir ölü için
Çiçekçi bana bir gül ver
İçine gözyaşlarımı sığdırabileyim.

Yakasına böyle bir gül takmıştı
O gün bir görseydin sen onu
..

Devamını Oku
Mustafa Doğan Kuzgun

Dolunayın aydınlatmaya çalıştığı, koyu mavi gecenin geç saatlerinde, giderek büyüyen, canlanan umtlarla açtı gözlerini doğaya..
Ürkek, çekingen ve biraz titrek bir sesle merhaba dedi dolunaya. Tanımıyordu, korkuyordu, konuşmak istiyordu. Hayır! sadece korktuğunu belli etmemeye çalışıyordu dolunaydan. Bilemezdi ki, ya bir kötülük yaparsa veye canını yakarsa...
Dolunay, sarmaşık fidanının bu halini görünce fazla dayanamadı ve gecenin ürperten sessizliğine inat, kahkahalar atmaya başladı. Gülüyor, gülüyor, gülüyordu...
Galiba haklıydı dolunay, sarmaşık fidanının halini görüpte gülmemek kolay değildi. Bir anda ayışığında bir kaç gümüş damla toprağa süzüldü. Maalesef ağlıyordu sarmaşık. Yalnızdı, üşüyordu, korkuyordu... Bir an duraksadı, acaba yaşamı böylemi devam edecekti. Kafasından tak bir sözcük geçiyordu: yaşam...
Aradan uzun zaman geçti, sarmaşık fidanı büyüdü, büyüdü, kocaman oldu. Birgün sarıldığı bahçe duvarından sıkıldığını düşündü. Evet, doğru düşünüyordu, sıkılmıştı. Aslında duvardan değil, bütün bahceden sıkılmıştı. Biraz düşündü, sorunun kaynağını anlamıştı. O; ağaçlardan, duvardan, bahçeden değil, sarılmaktan sıkılmıştı. Her zaman bir şeylere sarılarak uyumak, birilerine muhtaç gibi yaşamak zoruna gitmeye başlamıştı. Kendi kendine söylenerek ayaklandı: Ben ayaklarımın üstünde durabilecek biriyim, kimseye muhtaç değilim, deyip köşe başındaki yıkık konağın bahçesine daldı, toprağa sırtüstü uzanarak özgürlüğün tadını çıkarmaya başladı...
Hafif esintili bir bahar akşamı, yıldızları seyrederken, dolunayın yan bahçeyi hayran bakışlarla seyrettiğini fark etti. Meraklandı, acaba neydi dolunayı bu kadar etkileyen. Merakı giderek arttı, görmeyi çok istiyordu. Ama bir sorun vardı: Duvar! kocaman bir bahçe duvarı görmesine engel oluyordu. Başka çaresi yoktu, mecburdu duvara tırmanmaya, hem de sarılarak tırmanacaktı. Dayanamadı, duvara sarıldı. Uzun zamandır hiçbir şeye sarılmadığından zorlanıyordu... Duvarın üstüne çıkması an meselesiydi, ama kolları çok yorulmuştu, son bir gayretle ve içindeki merakın verdiği azimle doruğa ulaştı. Yapraklarıyla yüzündeki terleri silip, gözkapaklarını araladığında o mucizeye tanıklık etmeye başladı. Gözlerine inanamıyordu; karşısında dünyanın bütün bitki türlerini barındıran kocaman bir bahçe vardı. Sanki burası cennet denilen yerin bir yansımasıydı. Ve az ilerde gördüğü, dolunayı hayran bırakan güzelliğin varoluşu karşısında dona kaldı. Evet dedi, gerçek mucize bu olmalıydı. Gül tomurcuğu büyüleyici bir şekilde, sanki peri kızlarıyla dans edercesine açılyordu. Öyle bir dans ki, bahçenin bütün canlılarını her saniye daha da kendilerinden geçiriyordu. Sarmaşık hayatında ilk defa böyle tarifsiz doğa olayını, böyle doğal yaradılışı yaşıyordu. Ve çoktan güle aşık olmuştu. Öyle bir aşk ki, sarmaşığın kalbine yıldırım hızıyla düşmüştü...
Aradan günler geçti, sarmaşık her geçen günle daha da bağlanmaya başladı. Güle hoş görünmek için elinden geleni yapıyordu. Sürekli bir yerlere sarılıyor, duvara, bahçedeki ağaçlara... Hem bakmaya kıyamadığını söylüyor, hem de bakmaya doyamıyordu...
..

Devamını Oku
Kul Atilla

Ağrı dağına kar yağmış
Başı duman bağlamış
Leyla kızın sevdası
Yüreğimi dağlamış
Gül Leyla gül Leyla
Güller döktüm yoluna
Kurban olam boyuna
..

Devamını Oku
Ferit Battal

Gül bağında gülen kul, gül yaprağı dermiyor
Yaban gülü derse de, cana fayda vermiyor
Kulun kalbi kör olmuş hakikati görmüyor
……Eller gülmüş ne fayda, benim sevdiğim gülsün
………Gül yoluna dalan kul,gülün elinde ölsün

Sahralarda gezinen, şahin semayı bilmez
..

Devamını Oku
Ramazan Kocapınar

GiRiZGÂH

Bir aşkla sevda arası
Gönül duygu damlası
Gider... gelir bazı bazı
Şimdi tamda şiir sırası
Anladınmı.... gül karası...
..

Devamını Oku
Mahmut Çetin Zorba

Bu gönül Esmer Güle düştüğünden bu yana,
Esmer Gülüm karıştı damarlardaki kana.

Esmer Gülle yatarım Esmer Gülle kalkarım,
Esmer Gül havam olur Esmer Güldür yaşamım.

Günaydın yerinedir Esmer Gül sabahleyin,
..

Devamını Oku
İbrahim Günaydın 4

Bak sevgili Gül, bana,
Asma yüzün gül bana,
Gülümseyen yanağın,
Bahşediyor gül bana.
..

Devamını Oku
Ozan ŞİAR Ağdaşan

Sevmenin arsızıyım, gel Gül gülüm, gül oyna
Gönüller hırsızıyım, bal dudakta dil oyna Nakarat:1
Esenlik olsun dünya; Al Gül, gülüm, gül oyna
Ben yanmağa razıyım, barış sazın çal, tel oyna! ...

Nakarat 2:
Dost Can cana sarışak
..

Devamını Oku
Sabri Özcan

Bir gül salınır bahçede
Estikçe rüzgar
Sana benzer goncalar
Gezinirken bir hayal
Bahçıvan rüyasında
Dünya bir gül topuydu
Aldığımız nefes gül
..

Devamını Oku
Mehmet Hanifi Aliosmanoğlu

Nihan ki ateşi gül dudağının
Gül dudaklar yakar yakar içimi
Alevden gülü sen gönül bağımın
Gül dudaklar yakar yakar içimi

Gül dudakların sılam,gönlün vatanım
Sen benim sevgilim,güzel sultanım
..

Devamını Oku
İbrahim Bayraktar

Gönlünün aynası gülen gözüne,
Çiy dolu bakışlar yakışıyor mu?
Bana ilham veren şirin sözüne,
Gül koydum adını, gül ahu gözlüm.

Güzel gözlerinin yeri nerede?
Işığı kaybolmuş, feri nerede?
..

Devamını Oku
Sibel Efe

Lal bu bülbül gülden ayrılmış. Gül gelse nefayda gül hasretine sevdalanmış. vuslatta olsun ölüm, dikeni yüreğini dağlasın. dikeni varsa güle ulaşmanın umududa vardır. hasret acı, acısı bazen umut insana. Rabbim ayrılığı yaratmasaymış kavuşmayı yaratmazmış. ben o acıdan lezzet alıyorum. hergün kavuşmanın o anının hayallerini kuruyorum. kavuşmak nasip olursa birdaha kalbimde sarılıcam sana. mantığım ayırdı, kalbim yandı.
..

Devamını Oku
Ümit Işıkdağ

Şimdi gül,
Doğduğum şehir bende esir
Hasret zifir,ve karanfil solmada
Sende buram buram terk ediş nağmeleri
Ve gönlümde bir akşam daha olmada
Sen şimdi gül...

..

Devamını Oku
Yusuf Mescioğlu

Gül;
Bir hayat canlansın gözlerinde,
Gözlerinde bir insan yaşasın...

Gül;
Baharlar açsın bakışlarında,
Bakışlarında yağmurlar ıslansın...
..

Devamını Oku