Gül yüzlüm 4 Şiiri - Yılmaz Kamil Tavukç ...

Yılmaz Kamil Tavukçuoğlu
11

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Gül yüzlüm 4

Karanlık;
dolu dizgin kosan kuheylan
şahlandımı gök mavisi ardınca
sınırımda mayınları patlatınca birer birer
güneşim boğulur suların çatlağında
ve her an
biraz daha tutsaklaşırım
Ey asitli karanlık!
Yıldızları geçince
alev parlaklığında
çelik sıcaklığında
binlerce ruhum
derinliğine saplanırcasına
zaman dışı boyutta yitik birer ışık olur.
yürür hiçbir farkı yok zaman
bulaşıp ilk çağlardan dinazor zerafeti
uzun bir seyahatin yorgun adımları peşinde
yürür.
sessizliğin dünyalara açtığı başka düşsel kapıları
ve görebilmek dedi kızıl tüylü bir çiçek
ölümsüzlük sularını gagalayam ankayı.
varoluşun feracesi zaman içerisinde
yorgunluktan ter kokan saatlerin vucudu
kavrulsun bin kez simdi benliğimin ölüsü
savrulsun,
zaman, kötürüm
ağzı salyalı yılan sürüsü.

II

Bir zaman gelirdi,
kapanmaz gözlerimde yaktığım geceleri
yazardım hüznün baş köşesine
derunumda mecnunun yattığı yeri
ve bütün ölümleri yenen vahşi
ve boz bulanık havalarda el çektiğim saatleri
Bir yerlerde unuttuğum yüreğim ağlamaklı
içimdeki şehrin sokaklarında
karanlıkta kol geziyor sessizlik
sonra efkar basıyor
sonra,
sonra böylemiydi güller baş ucumda saçılan
saçlarını dürüp içtiğim sigaram?
geceleri,
ey bana durup dururken zehirli yalnızlığı veren!
ben seni tanıyorum sensizlik.
yalnızlık ne zamandır burada hep gecedir.
şimdi ne renk gökyüzünün mavisi?
şimdi kime bu gariplik?
yarın acaba nasıldır?
gözlerime sürerken dolunay
güneşin gölgesine sığındığım şafakta
gelip geçen milyonlarca terk edilmiş ışığı
kavlimi içimdeki şimseklere kazıdım.
kör sabah bir şiir düştü dilimden.
Vakit sensin içimde kanlı bıçaklı

III

Ah sevgilim!
beni bağışla
çünkü seni seviyorum.
zihnimden boşalan sensin habersiz.
musalla ruyalarda yatansa ben.
Ey adına öldüğüm!
Ey toprağın küf kokusu
Bak ateş terini siliyor eylul uzaklaştıkça
yarasalar tükenmez susuzluğun arefesinde
alabildiğine toplarken yağmuru denizlerden
kulağıma dolanır bir şahdamar türküsü.

IV

ve gece bastırdı.
kızıl şimsekler benliğimde
nihayet son buldu fetret
işte önüm sıra fısıldıyor şuara mezarlardan
karanlığın içinden bir baykuş göz kırpıyor.
uzak çocukluğumun silik görüntüsünde
ölülerin tırnağı yırtıyor kefenimi
ölülerin tırnagı yırtıyor
ölülerin tırnağı
ölülerin...

Gün gelecek ne zaman ne sevda, can kalacak
çekip gidecek herkes kızıl bir tan kalacak
kabrime dikilen al gülden başka
yakasız gömlek üstü bir damla kan kalacak.

...YENİDEN

Karanlık dolu dizgin koşan küheylan
şahlandımı gök mavisi ardınca......

Yılmaz Kamil Tavukçuoğlu
Kayıt Tarihi : 6.2.2004 09:51:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Yılmaz Kamil Tavukçuoğlu