Oturmuştu bir adam
Yoklerken göz bebekleriyle semayı
Aklına düşmüştü ''Gül ve Fidan''
Elleriyle avuçlarına alırken yıldızları
Burnunun ucuyla kokladı
Düşündü, düşündü, düşündü
Kaybettiklerini, kazandıkları için şükrettiklerini
Sokağın başında titreyen ampule gözleri ilişti
Ellerini kalbine koydu, ampul gibi titrediğini fark etti
Parmaklarıyla kalbinin odalarını yokladı
''Gül ve Fidan'' dedi
Çıkardı sağ cebinden son demlerini yaşayan bir kalemi
Ardından gelen terlemiş bir kağıd parçasını
Sigara kokan elleriyle yazdı kağıdın üzerine
Gül dedi, kağıdın üzerine fidan ekti
Döküldü gözlerinden bir kaç yağmur damlası
Durmuştu zaman, çırıl çıplak soyundu ağaçlar
İzliyordu şiirde anılan tüm kadınlar
Rüveyda, Ömür Hanım, Sitare ve Piraye
Bir korro gibi döküldü ağızlarından ''Gül ve Fidan''
Yağmurlara karıştı adamın tebessümleri
Sonra gül kokan bir rüzgar esti
O kadınlar bir daha yeşermedi
Yine bir başına kaldı adam
Tükenmişti kalemi, harfleriyle giyinmişti ağaçlar
Bir kağıt parçası kalmıştı
Bir de kağıdın üzerinde duran ''Gül ve Fidan''ı
Kayıt Tarihi : 3.6.2022 00:18:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Mustafa Kaleci](https://www.antoloji.com/i/siir/2022/06/03/gul-ve-fidan-2.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!