Gül'ün ağıdı
/Gülşen'e/
Merhaba hüzün
Bu anayüreği
Bu da iki gözüm
Cam kırığı bakışları,
Zeytin karası gözleri vardı,
Fırtınaya tutulmuş gibi yürürdü,
Gülünce yanağında papatya patlardı.
Kimseleri kırmak istemezdi,
Gözleri konuşur,
Öylece susardı,
Kalbi kırılınca yanakları allanır,
Yüzünü hüzün basardı
Tane tane konuşur
Sözcükleri özenle seçerdi
"Durumumuz yok
Dolmaya kıyma koyamıyoruz"der
Yoksullukla dalgasını geçerdi
Anneannesine kızınca "E pir"
Annesine "Gule Sur" derdi
Köye bir haftalığına gider
Beşinci gün dönerdi
Ankara'dan geldiği zamanlar
Nurhak'tan Güneş doğardı,
O akşam üstü Merasim Sokakta...
Bomba patladı dünyam karardı,
Çankaya'nın yüksek tepeleri
Kuytusunda Gülşen'im vardı,
Derilmez gonca gülü,
Katil bilmez,
Güneş bilir, rüzgar anlardı
Bir çift güvercindi elleri
Kanat açınca gümüş yanardı.
Kanlı uykusunda kara gözleri
Her açılışı başka bahardı
Kurudu dağdaki tek pınarım,
Yaylasında kara gözlü ceylanım vardı,
Kış bitti derken karakışım başladı,
Oysa aylardan şubat önümüz bahardı
Dağ pınarım
Kara gözlü ceylanım
Çiçekli dalım
Haberin var mı?
Bahar geldi geçti
Kış geldi geçiyor üzerinden
Gülşen'im haberin haberin var mı?
2017 Şubat
Gülşen'in anısına
Kayıt Tarihi : 13.3.2017 19:05:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)