Bir udum olsaydı elimde ne makamlar gezerdim...
Zenginlik kokan, hülyalı öykülerin
Okunmamış aşk dolu satırları olurdum...
Her gün yeni isimler verirdim doğan güne...
Oysa hüzün çiçeğiyim şimdi!
aniden..
çat kapı…
sensiz uykumun derinliklerinde,
çalmalı kapının zili,
tutayım unutmadığım elleri..
sus...
Sert rüzgarlara karşı yürümesini seviyorum ben
Rüzgarın kanatlarına takılmış kuş misali,
Sonsuzluğa, uçmayı...
Nefessiz kalıp, tükenmeyi...
Kaybolmalı zamanın bir yerlerinde
uzak diyarların tanımadığım, yabansı öyküsü...
tüm mevsimlerime yayılan amber kokulu eylülün türküsü...
yalnızlığımı yudumlarken koşar adımlarla gelirsin aklıma...
öyle hasretim ki yalnız sana ve sana muhtaç olmaya!
dağbaşı ıssızlığındaki yüreğimde demledim ben aşkı, dupduru...
tenim yaprak yaprak düşerken sana
gecenin sunağında
kanıyordum...
seninle yıkanıyordum...
benimdin,
benim olan,
bana sunulan...
uzun yorgunluklarım var sadece
ve;
kaç duvar dibinde çırpınan yalnızlığım
birazcık sarılmak istiyorum...
birazcık sevmek,
birazcık sevişmek...
birbirimizin hiç bir şeyi olmakla başlamak lazım aşka
birbirimizin sahibi olmak için değil
yüzyıllık, destansı aşklara atmalı imza
sen, yaşamıma;
başkalarının paylaşamadığı ayrıcalıklar getirmelisin
ve bu yüzden özel olmalısın...
ben;
ölümcül hastalıklar gibi
kanıma işleyen aşkları severim
yüreğimin derinliklerinden,
incesinden süzülüp gelen
gün yüzü görmemiş
Tık..Tık
Aç kapını
Ardına kadar...
Kirli yüzlü bir çocuğum karşında..
Kocaman gözlerle bakıyorum sana
O kadar saf, o kadar masumca..
Ben seni senden kıskandım...
Ben senin terini teninden kıskandım...
Yabancı aşklara sinen kokunu kıskandım...
Son kez bak bana!
Gözlerin tehlikeli çok,
Gizemli...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!