Alıştım kırılmalara; cam parçaları, kalp delinmeleri ve düş bozgunları
Yine de acıyor kırılan her parçam, kolum, kanadım, yürek ve düşlerim
Kendime uzak bir kente gömülüyorum, gitgide bir cenaze marşıdır bu
Çalınan. Galiba bir durgunluk yaşıyorum ben de işte kırık parçalarımla
Ne doğurabiliyorum dölütümü keserek, ne de sevişmesiz ön uykularda
Bir eski devrimle çalkalanıyor kırıklarım, yalnızca saçımmış dökülen!
Çağırıyorlar gidiyorum, aşk beni terk edeli çok zaman oldu, gidemem
Kendi sahramı boyuyorum vaha yeşiline şimdi yerleşik bir köylü gibi
Kum büyülenmiyor, kuşlar da yok, şaşırmıyor su kuyusu ve kervanlar
Geçmiyor. Uzun bir göçten artakalandım belki de ben o ıpıssız çölde
Çok konuştuğum ama hiç görmediğim bir kente gideceğim bu akşam
Yakınmış uzaklıklar: Bir sürgünün taşrasınadır ertelenmiş yolculuklar.
Zamanın solgun ve pörsümüş memelerine asılmış bir bebek gibiyim
Annemi kırık bir mermer parçasıymış gibi yontuyorum anılarımda
Serap da sevilir miymiş hiç diyorlar gözleri yok eski yol yorgunları
Kendimi açık yanılsamaların içine atıyorum sessiz kum fırtınalarıyla
Bir söylence de ben uyduruyorum kendime ait kedi masallarıyla
İnanmak istiyorum seraba, bir düş gibi, belki Leyla da oradaydı! ..
Doğu diyor yolculardan biri, biraz da vuslat yoksuludur aşklarında
Ne çok dokunulmuştur oysa tenlere gece sefalarında karabasanlarla
Kim yitik bir tini sevebilirdi ki başka türlü ötekilerin düşlerinde?
Bir acıkmadır yaşamak, öyleyse neden hiç boğulmadım sevgilerde?
Bana kar yağsın artık, üstüm başım yağmurlansın ben gözyaşıyım
Bir tufan artığı ya da kendi çölünden bıkmış bedevisiyim kumların.
Bütün çiçekler koklanmıştı da ben yine gül’ü sordum seher vaktinde
Yüreğimin en eşkıya halinde gülümserken çirkin gençliğime asice
Asılmış yüzüm, kelepçelerim mor bilek, izini silebilsem. Yeniden
Düş kırıklıkları ne çok kırık var içimin derinliğinde, sarnıç sancısı
Aşkınızı alabilir miyim biraz gözlerinizden diyor o kibar hırsız kız
Şövalye tavrındayım: Yine kendime kıyıyorum körelmiş bıçaklarla.
(Aydın, 2 Ekim 2003)
Kemal GündüzalpKayıt Tarihi : 26.8.2004 02:17:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Kemal Gündüzalp](https://www.antoloji.com/i/siir/2004/08/26/gul-u-seven-sovalye.jpg)
Kendi içinde devinen, devindikçe de farklı çağrışımlara kulaçlar atan bir dize yapınız var. Giderek duygular, duygulanımlar, yaşantı izdüşümleri... senfonik bir girdapta yoğrularak bir orkestrasyon tümlüğü içinde seriliyor imgelemimize.
Doğru, öyküleme şiirsel anlatınızın temelinde önemli bir yer kaplıyor. Ama bu şiirde öykülemeler, farklı telmihlerle, çağrışım yüklü sözcelerle şiirin aynasından yansıyor bize. Ve bireysel anlatımın içinde toplumsal panoramayı fark edebiliyoruz.
Ali Ziya Çamur
TÜM YORUMLAR (2)