Gül sultanım
kaç yarınımız var daha
iki dağ arasında
gel zaman
git zaman
saçların topuklarında
gitmeden
papatya falına bırakma sevdamızı
aşk mezarlığına gömme öykümüzü
menekşe maviliğinin huzuru yüzünde
sen gülünce soluksuz bakardım gözlerine
gün biter
zaman gider
giden ömürden
zamansız kalkar ayrılık kervanı
vedasız gitme
hatta hiç gitme
her nefes alışımda
mıhlamışım seni gönlüme
tahta pencereli evlerin önünde
Asılı duran saksı
Çiceklerinin kokusunda
Ciğerime çektim seni
hep arka sokaklarda
bekledim seni
pencereyi sabah açtığında
güneşin sıcaklığından önce gözlerinin aydınlığı düşerdi
Arnavut kaldırımlarının üstüne
kıvırcık saçlarının gölgesi vururdu avuçlarımın uçlarına
mavi gülüşlerinin izleri yüreğimde durur topak topak
senden gayri
ne gündüz sarar
ne gece örter ruhumu
gül yüzlü sultanım
kaç yarınımız var daha bilinmez
gel zaman
git zaman
anı yaşayalım tez elden
yaşayalım
öykümüz masal olmadan
Aliş Gülden
Kayıt Tarihi : 10.2.2024 14:22:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Yok
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!