Âhım şahlandı bu gece...
Dilimin ucunda sen,
Gözümün önünde sen,
Ne var ki;
Yanımda sadece sensizlik…
Çaykarası nazarlar daha bir demli bu gece…
Yalnızlık pek bir masum geldi.
Düstursuz oturdu can evimin en candan köşesine.
İstiyor ki!
Altın tepsilerle sunayım, sensizliği ona,
Lâkin ben, yokluğunun misafirine perver olamam sevgili! ..
Gönül hânem kalabalık değil bu gece…
İkramsız gönderiyorum ruhuma misafir gelenleri.
Dilim de yetmiyor ağırlamaya,
Sitemler pek de hoş gelmiyor,
Gitmekten muaf olmuş bu arsız yalnızlığa…
Gül ile suyun aşkı dillendi sol yanımda bu gece…
Gül, ilk kez sevmişti oysa ki…
Su, tüm azametiyle göz kırparken gülizârlara,
Gül, sevdiğini haykırmıştı ona hayat veren suya.
__”Seni seviyorum”
Su, kayıtsız kalamadı güzelliğin nakşolduğu bu çağrıya:
__”Ben de”
Gül, başka hissediyordu artık.
Daha bir güzel kokular yaymaktaydı etrafa.
Ve…
__”Seni seviyorum”
__”Ben de”
Aradan bir hayli zaman geçti.
Gül de geçmeye başladı artık kendinden.
Benzi soldu önce,
Tâkati düştü nârin gövdesinden.
Tüm bunlara inat,
Son avaz seslendi:
__”Seni seviyorum”
__”Ben de”
Su, dayanamadı gülün böylesi haline,
Koştu ağırgan adımlarla hekime.
Hekim, tedavi sonrası vakur bir edayla döndü hastalığın müsebbibine:
__”Artık sona yaklaştı yapılacak bir şey yok,
Gül, ölüyor!
Ölüyor! ”
__”Neden” diye haykırdı su,
Sevdadan gayrısına merhem olan tabip uzun bir nefes aldı.
__”Onun aslında bir şeyi yokmuş,
Gül sadece suya hasret kalmış…”
Sadece suya…
Hikayem biraz buruk bu gece…
Gözlerim yoruldu artık yokluğunu görmekten.
Can tende isyan çıkardı,
Fikir akla kafa tutar oldu,
Can çekişiyor,canımdan gayrı her uzvum…
Vakitsiz çalıyor hüzün kapımı bu gece…
Heybemde taşlara meydan okuyan sabrım kalmadı artık.
Susutukça çığlık atıyor içimdeki sessizlik…
Sensizliğe kelepçe taktım bu gece…
Farz-ı mahal yaşıyorum seni,
Varmışsın gibi tuğyandayım,
Biliyorum…
Yokluğun “gibi”gelmiyor.
Bu yüzden sevgili,
Nicedir,
Yastayım…
Kalemim son mısraları daha bir kahırlı yazıyor bu gece…
Rumuzlar arıyorum, adına âşina dilimi kurtarmak için.
Sana nasıl seslensem sevgili? ?
“Sevgili”,
“Giden sevgili”.
“Gelmeyen sevgili”.
“Zaten hiç gelmemiş olan sevgili”
………….
Fikrim serseriliğe sabitlendi bu gece…
İsmin ikrâr oldu dilimde,
Yüreğim inkar sensizliğe,
Adına yâren kelamlar tükendi benliğimde.
Yorgun adımlarım, taşıyamamakta,
Sırtıma yüklediğim ayrılığını…
Ey sevgili,
Sana, ahvâlimin resmini çizdim bu gece:
Zamanın en leyli anında,
Gözyaşlarım kağıdımın kenar süsü,
Yokluğunun kemendi boynumda,
İsmin dilimin en büyük zulmü.
Ve ben sevgili…
Adına eş tümcelerden firâri,
Lâl olmuş bir nisyân kılığında,
Er kişi niyetine tutuyorum,
Geleceğine gebe,
Umutkâr dileklerimi…
Kayıt Tarihi : 1.10.2009 23:16:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
........ Aşk-ı Esrar-ı Gül
Harf harf, hece hece, cümle cümle ol manayı,
Arzı endamı ol cihanda hülyayı süsler,
Gecelerde yıldız yıldız kümbeti senayı,
Devri devran olur faslı gül dünyayı süsler.
Sultanlar sultanı gönül bahçesinde köşkü,
Zümrüt, yakut canın libası ol teni süsler,
Name name, beyit beyit, gül şende ol meşki,
Al gül gönül kubbesinde bende beni süsler.
Deryayı çölü mecnun, mecnunda ol kemali
Gülistanın gülü viran olan bağı süsler,
Ak tende al benden açan al güler cemali,
Kudret-i aşkın esrarı her dem çağı süsler.
Şayet cana canan olursa dil-i viranı
Ateş-i aşk ile gönülde gonca gülü süsler,
Sanma ki sade fani dünyayı, du cihanı,
Öz can feryat u figan ile bülbülü süsler.
Bilal Özcan
TÜM YORUMLAR (1)