Gül-i Sevda... Şiiri - Yusuf Mescioğlu

Yusuf Mescioğlu
160

ŞİİR


6

TAKİPÇİ

Gül-i Sevda...

Hicranlı bir zamanda rastlamıştım izine.
Bülbülün sedasıyla açmıştı goncaların.
İki katre inince gözlerimden yüzüme,
Derdine düştü gönül, ben sevdayı anladım…

Sandım ki ıstırabın bir nefeslik, an gibi.
En kavi hüzünlere dallarında rastladım.
Gönlüme düştü çehren, kopkoyu bir kan gibi.
Derûni bir ahh ile aşk zikrine başladım…

Yanına geldim işte, yaralıyım, yorgunum.
Aşkını anlat bana, sırrından sır alayım.
Bilmiyorum nedendir bu hicrana vurgunum.
Sen kabul et yeter ki, bahçıvanın olayım…

Anlat, aşkın yükünü nasıl taşırsın gülüm.
Bülbül nasıl susuyor her gece sabır ile.
Bu ne kanlı bir sevda, bu ne gamsız bir ölüm,
Varılır mı ebede? yalnız bir hatır ile…

Kim taşır efkârını garip bülbülden başka.
Hangi rüzgâr okşuyor hicranlı dallarını.
Bir sabah zehr-i gurur galip gelince aşka.
Bülbüller şaşırır mı? Vuslatın yollarını…

Anlat gülüm, Mecnu’nu kim düşürdü çöllere,
Kerem seni mi gördü? suretinde Aslı’nın…
Gönül yalnız sen için, düşmüyorsa yollara.
Anlarım ki; gelmiştir sonu sevda faslının…

Hilkatin mayasında seni görür bakanlar.
İlencini duyarım bülbülsüz her kafesin.
Sevdayı yok sayarken, aşka gurur katanlar.
Nasıl bilsin sen nesin, nerdesin, kiminlesin…

Gülüm senle solacak bahçıvanın hayatı.
Bülbüller can verecek sararmış goncalara.
Boyun büküp giderim, çekemezsem bu derdi.
Sen hakkını helal et, gelmezsem sabahlara…

13.03.2009 / 01.43

Yusuf Mescioğlu
Kayıt Tarihi : 10.6.2009 12:25:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Yusuf Mescioğlu