-y a l n ı z l ı k-
a.
gece / ayışığı ve sen...
...yeni açmış gül-i hân
kendini tanıtmaktan aciz şiir yüreğim
hoş gör feveranımı
nasıl susturulur heyecanlarım
yazdım / çizdim yine bilemedim ben
kokunu alevinden alıyorsun gecenin
/ rengini intihar sessizliğinden
her gece kucağına yıldız düşen gül-i hân
yalnızlığın gecenin en girift dekorları
çehresi düşmüş duvarların
fecre yakın çırpınan kalb atışları
yalnızlığın hıçkırık
yalnızlığın kaybolmuş cemrelere müptelâ
/ baharların kıvrılan en son ateşi
sancını saklıyorsa yaprağında dolunay
içimi dağlayan ney sesidir ağıtın
rengin nevbaharın son busesinden
yolculuklar nabzıdır alevlerinin
vuslat sokağına bakışındır merhaba
kaygılarımı bırakarak geldim sana
gidemem
yankılı saatlerine hüznün
dokunamadan
b.
biliyorum
...ağlarsan
göz yaşların kokuna karışacak
yanık türküler savuracaksın meltemlerine
utangaç utangaç
rengine âhın çizilecek sessizce
goncaların şebnemlerle dolacak
gülberginde beni de ağlatacak figânın
fırtınalar kopacak
bir yağmur boşalacak üstümüze an be an
üşüyeceksin
yıllardır kokundaysa konaklayan güzeller
süslensin diyedir güzellikleri
bak / ağlayan gülleri koparıyorlar
sus / ağlama sen gül-i hân
...gülersen
parıltılar düşecek bahçelerine
/ gündüzüne açıldığın güneşten
yaprağına seherde adın nakışlanacak
nakkaşça / desen desen
tomurcuklar vereceksin yeniden
vuslatın gelecek bülbül nağmeleriyle
gülüşlerin ayçalardan olacak
şairana söyledim
güldesteler yazılacak adına
kafiyeler renginle dolanacak
sen gülersen gül-i hân
c.
yalnızlığında değil
kalbimde büyüyen sancılarda açsaydın
gülçe yapraklarını bir bir
belki dokunabilirdim
sana
belki anlatabilirdim
handeli gül dalında âhını bakışların
tebessümünü anımsatarak
belki özümseyebilirdin
gülsuyu değmiş hayallerimden başka
sana aşina umutlarımı
gülgûn alevlerimi itiraf ediyorum
bendim sokağınızdan geçen yangınlı adam
/ bakışlar benimdi
susan bendim avazı çıktığı kadar
senle konuştuğumda benzerinden kaçarken
gölgende serinleyen de bendim
beyaban iklimleri düşerken saçlarıma
biliyorum gül-i hân
sevilik suçlar benim
...gidersen
gülzarı yalnız kalacak kervansarayın
adını bilmediklerim gelecek
sensiz / sessiz gülistanlara
benim diye gül-i hân
gülşenini büyüten göz yaşlarımı dinle
gitme gül-i hân
gitme
-ve a y r ı l ı k-
d.
gül çocuk / gözyaşı ve sen...
...ardına aşk bırakmış gül-i hân
gittin diye sitemlidir diyarın
çılgın çizgiler düşürür üzerime her veda
gülemem
ağıtımı handeler den sıyrılıp da duy
/ benim
adını gül-i hân koymuşum duygularımın
ele güne bir seni söyleyemem
bir seni içime sindirip kaybetmişim âh
ayrılığın bir ölüm...
ayrılığın son düşen gözyaşıyla münteha
bir serencam gölgesine kaçırılan feryadım
sensiz açan yıldızların altında
bir başkaldırıdır gezintilerim
ninni sesleri ağlayışlarımdan kesilir
sabrın zümrüt sinesine gidişin
yangınca umutlar sunar ab-ı hayata
dehlizine düştüğünde bakışlar
kelebekler başucunda oynaşır
oysa dile düşen her satır
sana beni anlatamaz gül-i hân
e.
...bilirsin
göz yaşlarım yüreğinde kururken
hançeremde salıncak kurar çığlık
elvedanı süsler durur hanların ışığıyla
seccademde dağlar geçer üstümden
bir derviş duaya kaldırır ellerini her gece
âhûzarımdan...
gül-i hân / ya sen
hâlâ özlem midir güzelliğin
gülşenin rânâ mıdır
çiçeklere hükümran mıdır adın
/ gül-i hân mıdır
ay kadar fer midir aguşunda mücella
gülçe gülçe çizilir mi utancın hâlâ
gülberginde bülbüllerin hanidir
hangi viran akşamlarda yeldasın
hangi kuytu köşelerde soluğun
bahçesine bir can düşmez kervansarayın
hangi tufan alıp götürür seni
hangi güneş dokunur yapraklarına
senin şebnemin ben olmalıydım
rayihanı koklayan o sağnak da kim
f.
...farkında mısın
kağıtlar seni anlatıyor yine / gidişini
sana dokunmaya koşuyor
ağıtımı her duyan
gül-i hân / ardısıra
geceler gül çocuğun anılarıyla melal
sevdalar ağlayık düştü intizarından
baharların adı varmış
masalların perdesi çekilirmiş güneşle
gençliğime serüvenmiş her anın
anladım bunu ben
yağmurlar sen giderken dövünür
sen giderken baş döndürür bu rüzgar
son yaprak da düşecek birgün dalından
gittiğinde firar eder aşk ve eşk
geleceksin diye sen
koymamışım adını gittiğin yangınların
hâlâ alev alev ardında parmaklarım
kıvılcımlar terkedecek güneşi bir gün
dönsün diye gül-i hân
farkında mısın...
g.
gülüşünün dağıttığı efgana
yine de sevda mısın
gidişine inanamam / el sallayamam
ayışığı solar oldu geceden
tuvallerin gözyaşıyla kanadı
kızıl kıyamet şimdi gülistan
garip memleketlerin suskun gül çocuğuyum
gidişini resmedemez şiirim
adın birkaç heceyle sınırlı değil
...söylesene gül-i hân
ipek/yolundan mı geçer de yolun
güzeller tomurcuk taşır hep sana
ne gecem bitiyor ne bu ağlayış
gözyaşıma tebessüm akıtır mısın
bırakır mısın geceme söylenceni
yüreğinde dağlar vardır gül-i hân
bende bir avuç toprak kalmamış
cihana nam salacak çiçekler
her yeni gün bir nevbahar doğacak
gül-i hân
hayalin hep aynı / aynı kalacak
bağ(r) ıma hüzün düştü kuruyan yaprağından
söyle nasıl dayanır yalnızlık ayrılığa
gülünden ayrılınca hangi bülbül ağlamaz
'Düş Çınarı sayı:10-13'
son mürekkep: 14.02.2005
Kayıt Tarihi : 29.4.2005 09:54:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Gül-i Hân 1 (Mayıs 1996) ve Gül-i Hân 2 (Ocak 1997) olarak birbirinin devamı niteliğinde kaleme alınan bu iki şiir 'Düş Çınarı' dergisinin 10. ve 13. sayılarında yayınlandı. 14 Şubat 2005'te Gül-i Hân 2'nin son üç mısraı yeniden yazılarak ve iki şiir yalnızlık ve ayrılık alt başlıklarında birbine birleştirildi.
![Mehmet Şamil Baş](https://www.antoloji.com/i/siir/2005/04/29/gul-i-han.jpg)
TÜM YORUMLAR (2)