Kör gözlere denizi anlatır gibi
sönmeyen külünde tutuşan içimin bir sevda
Göklerin altında bir açık alın cama dayanmış
O binbir türlü geçmek bilmeyen geceler
Ki kaç ömre sığar çıkmayan dudaktan
tebessümü soluk sözcükler
Kimilerince anlamsız,
kimsesizce aşkınsız kaldım
Yani sustum gelene ve geçene
Boşversem ümitleri haydi unutayım ne varsa
yine de dönecek işte dünya!
dedim... dedim... dedim...
Sonrasındaysa
sunulacak onca mücevher taşa
bir çift suskun göz, bir tutam bakış...
Elde yalnızca yaşamaksızın geçen ömür
gibi kalbe vurulan sonsuz bir mühür
Hem neden koca şehri karşıma alıp da
demem ki nedir derdimin ilacı
Ha Haziran olmuş ha Eylül
bilmem bitimin kaçıncı takvim yaprağı?
Gördüm kurulu düzende yerim YOK!
Sevmeler? göz içi gülüşler?
Olsa olsa bir tahayyül
binlerce yıl uzak,
bir oluru YOK!
Bana bir cennet gerek şimdi
-ve veya her an-
bir cennet ki
kapısında çarşaf çarşaf resmin olan
Bakarsın ansızın yağan yağmur gibi
boşanırım evinin önüne
Ben kapıda bekleyenin
ben saksındaki çiçeğine bakan
pencerene uzaklardan
kızarmış bir gözüm
Hani seyrediyorum avare
Ne de güzel beliriyor serap gibi
yıldızlı örtüsü lacivert göklerde
Gül yüzlüm,
gülen yüzlüm,
gülen yüzüm...
Kayıt Tarihi : 26.7.2018 19:47:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Mustafa Tekerlek](https://www.antoloji.com/i/siir/2018/07/26/gul-guzeli-22.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!