Gül Güzeli!
Bilmem ki hangi dilde nasıl anlatmalı seni,
Hangi şiirin gücü yeter anlatmaya,
O seher yıldızı gözlerini?
Esiri oldum gözlerinin,
Parmaklık eyledin kirpiklerini bana.
Ya bir ezan sesi hoşluğunda,
Gel de bana.
Ya bir damla gözyaşı dök içinde ben olayım,
Kurtulayım hazar gözlerinin esaretinden,
Karışayım toprağa, dağılayım her bir yana,
Ya da kapa gözlerini boğulayım,
Esiri olduğum gözlerinin hazarında.
Gül Güzeli!
Hiçbir şiir,
Hiçbir şarkı anlatamaz içimdeki seni,
Hiç kimse bakamaz benim gibi bendeki sana,
Beni duyarsın bilirim,
Dalga dalga dolaşırsın damarlarımda,
Kaybetmişken kendimi Farjad’ın Golha’sında.
Gül Güzeli!
Gözlerinin hazarından,
Bir damla yaş döküver toprağa,
Ya özgür bırak beni,
Bendeki sen acı versin sonsuza dek bana,
Ya da kutsal bir mabet eyle hazar gözlerini,
Sonsuza dek kalayım orada.
Gül Güzeli!
Bir kavak ağacıyım ben,
El pençe divan durmuşum huzurunda.
Ya bir dağ esintisi ol da
Esip geçerken,
Öp aşka susamış dudaklarımın kıyısından,
Serinlesin yaktığın bu yürek,
Ya da bırak!
Yanayım da yanayım Şems gibi hazar gözlerine hasret.
Gül Güzeli!
Benzerlerine bile yöneltilen her bakış,
Kıymış olur bu sana aşık cana.
Bu yüzden;
Kimse sana benzememeli,
Sen gibi bakmamalı,
Sen gibi yürümemeli,
Her baktığım simada,
Sana ait bir şeyler görmemeli, ahhh…
Söyle aşk böyle bir şey mi?
Gül Güzeli!
Kim demiş dört mevsim var?
Ve kışın sonu bahar…
Sen beşinci mevsimsin adın aşk.
Yokluğunda üşüyorum her yanım kış,
Varlığında yok oluyorum her yanım sonbahar.
Ya bırak, gülistanında nöbet tutayım,
Dalında diken olayım,
Sana gelecek tüm dokunuşlara siper edeyim kendimi,
Ya da gülistanından kov da beni,
Mülteci ruhumu hasret yaksın,
Ölümüme sen sebep olasın.
Gül Güzeli!
Berfin oluver de kal karın altında,
Gündüz güneş ol da parlayıver,
Bakamasın in cin sana,
Ayın görünmeyen yüzü ol da geceleri,
Görmesin hiçbir mahlûkat seni,
Bir büyük deryasın sen masmavi,
Sende yüzecek balığı bile kıskanır oldum Gül Güzeli!
Aşk ne yaman ateşmiş ki yakıyor düştüğü yeri,
Varlığın beni yakmaktayken,
Yokluğun mezara koymakta,
Gül Güzeli!
Sende kendimi yok ettiğim bir anda:
Aklıma bir ok gibi saplanır da cennetten düşme şu dizeler,
“Bende Mecnun’dan füzun aşıklık istidadı var,
Aşık-ı sadık benem, Mecnun’un ancak adı var.”
Eşref GÜZEL
10.10.2010
Kayıt Tarihi : 28.6.2013 14:38:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
İnsanın bir sevdiğinin olması güzel şey...
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!