Zemheri bir aşkı yazıyorum karakalemle
Hayret etme sözlerime
Hayret etme maharetime
Benim sırrım sensin
Yazdıran
Yaşatan
Yaşlandıran sensin Gül'endam
Konuşturan sen
Susturan sen
Şerbet içsem kan kusturan sen
Damga damga göğsüme vurduğum
sensin Gül'endam
Seni gördüm,
Göğsüme bir kelebek kondu
Elim kalem tutar oldu
Bir ölü yeniden hisseder oldu
Güldün :
Göğsüme bir kelebek daha kondu
O günden sonra adeta kalbim durdu
Ürkütüp kaçırmaktan korktum
Elimden kalemi düşürmekten korktum
Dur durak bilmeden,
Kaybedecek hiç bir şeyim kalmamışçasına yazıyordum
O kaleme son çaremmişçesine sıkı sıkı tutundum
Her duyguya onunla savruldum
Birazcık da ona borçlu benliğim
Kılıç şöyle dursun
Kalbinden bile keskindir kalemim
Kralların dahi celladıdır kelimelerim
Zalime cesaret mazluma merhamettir
Namus bildiğim, sensizken
Günleri böyle böyle geçiririm
İşte tüm bunlar kalbine esir düştüğüm için
Yolun devamını sensiz nasıl yürüyeceğimi,
Nereden gideceğimi, bu kalbi nasıl terbiye edeceğimi
Bilemediğim için Gül'endam
Bir eylül yağmuru Bir sağanak yağış
Aklar mı beni tüm geçmişimden,
Her şeye rağmen tüm cesaretim
Allah'a iman ettiğimden, Kadere teslimiyetimden...
Fakat bu son yakışmadı bize...
Yokluğun çöktü evin bildiğim kalbime,
O son akşamda ; ağlamam, haykırmam,
İsyanımla hakkımı savunmam gerekirken
Sahra da yalnız bir ağaç,
Sokağın sonunda karanlık bir sokak lambası ve
Salıncağında yalnız bir yetim gibi
Bir başıma kalakaldım Gül'endam
Varsın, ne derlerse desinler
Gönül terazisi Mizan'dan bile hassastır alacak verecek olmaz
Şimdi, sen Bir gonca gülsün; dikenlerini bana bırak var git,
Güllerini götür sevdiğin, gönül verdiğin o adama
Daha önce yaptığın gibi...
Beni boşver, halim harap
Hakkım helaldir sana Gül'endam.
Kayıt Tarihi : 11.2.2024 17:06:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Gül'endam, Gül boylu, ince uzun, endamlı güzel.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!