Gül dikeni üstünde su zerresi aydınlığı.
Alaca karanlık penceremde.
Uğultuyla sokulur deli rüzgar düşlerime.
Kimse bilmez içimdeki sancılı şafağı.
Gün olup doğmadı ki ufkumun sarı zeminine.
Söyleyemediğim bu...
Dindiremediğim bu işte.
Bağrımın bir köşesinden girip,
Ağurtlarımdan çıkan bir sancı.
Dindiremediğim, söyleyemedim bu işte.
Bak bir Ondört Şubat daha geçti, yine sensiz.
Unutur mu sandın? Aşkın sevdan bitti.
Zannetme sen giderken seninle.
Gözlerinin ışıltısını, altın rengi saçlarını
Tek damla göz yaşını unuturmuyum.
Sesin hâlâ kulaklarımda,
Ansızın dönerim yoksun arkrdamda...
Ellerinin sıcaklığı hâlâ avuçlarımda desem,
Çünkü yüreğimde ki yaraya ateş verir daima.
Hasretim sana...
Hasretlerim öyle yaz ki.
Kavurup - kavurup çöllere savurur beni.
Ve ben sana dünden daha çok sevdalıyım.
Çünkü beni sana yazmışlar,
Yazmışlar da ucunu bağlamamışlar.
Dilime dolamışlar sevda diye adını.
Yüreğime işlemişler hücre – hücre
Ve ben...
Ben ezelden sana sevdalıyım....
Fikret Çarkcı
Fikret ÇarkçıKayıt Tarihi : 7.5.2015 20:52:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!