Bir zamanlar bir yerde,
Büyük gül bahçesi vardı.
Bu bahçede her renkte güller yetişir,
Ve değişik tonlarda açarlardı çok güzeldiler.
Kıyılmazdı onlara ama,
Kimi dalında kurur kimide vazolarda.
Bir gün bir tanesinin toprağa en yakın yerinden,
Küçücük bir gonca çıktı.
Zayıf,çelimsiz fakat yinede güzeldi
Yaşama sıkıca tutunmaya çalışıyordu.
Bahçeden geçen genç bir beyin dikkatini çekmişti.
Güldü onun haline,hoşuna gitmişti rengi,ahengi.
Her gün onu görüyor,okşuyor,suluyordu.
Onca birbirinden güzel güller içinde,onu seviyordu.
Bir gün dayanamadı,onu toprağıyla çıkardı,
Bir saksıya dikip balkonuna koydu.
Orada güneşi daha iyi görecek,
Daha sık sulanıp özenle korunacaktı.
Nede olsa artık sahibinin gülüydü o.
Diğerleri gibi büyüdü serpildi,
Ve zamanından önce çok güzel iki fidan verdi.
Sahibi ona çok iyi bakıyordu,üzerine titriyordu,
Oda minnetle açtıkça açıyordu,çok mutluydu.
Eyvah oda ne! ,bu sıcak sabahta sulanmadı,
Okşanmadı,onunla konuşulmadı.
Sahibi onu unutmuş olamazdı,üzüldü.
Fakat ertesi sabah ve diğer sabahlar onu izlerken,
Hala sahibi ortada yoktu.
Sonra anladıki,istemeden sahibi onu bırakıp gitmişti.
Ne yapacaktı,nasıl yaşayacaktı bu saksıda tek başına.
İki küçük goncasıyla avunuyordu.
Diğer güllerdende artık uzaktı.
O sıralar tatlı meltemler esmeye başladı.
Artık yaz bitiyordu,
Susuzdu ama serinliyordu en azından.
Tabi meltemde artık soğuk rüzgarlara dönüşüyordu.
Sonbaharda gelmişti.
Bazan öyle sert esiyorduki,devrilmemek için,
İki fidanıyla toprağa sıkıca tutunuyordu.
Sonunda olan oldu en güzel dalı kırıldı,üzüldü,küstü rüzgara.
Ama yinede fidanları büyümeliydi,onları yapraklarıyla korudu.
Öğrendi yaşamayı,elbet bitecekti geçecekti,bu günler.
Yeniden ısıtacaktı güneş,yağmurlar yağacaktı,sulanacaklardı.
Unutmadı tek arkadaşı rüzgarın ona yaptıklarını,
Yarası kapandı,gül dalı affetmişti affetmesine rüzgarı,
Lakin kırılmıştı bir kere en güzel dalı.
Nede olsa bir zamanlar sahibinin gülüydü o.
Çok seviliyor ve korunuyordu,rüzgar bunu bilmezdi.
Artık fidanlarıyla birlikte büyürken yeniden öğrenecekti hayatı....
Kayıt Tarihi : 16.7.2009 19:59:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Sevgili Kardeşim sayın: Selma Deniz Kocacık'a sevgi ve saygılarımla...
Şiir yazan kişinin, şair olduğu doğrudur. Ancak şairin yazdığı her şeyin de şiir olmadığı, hergüzel sözün de şiir olmadığı da doğrudur.
Bu şiiriniz hakkındaki kişisel görüm: Gerektiği yerde gerektiği kadar mısra kullanılarak yazılmış NEFİS bir şiir olmuş.
Aslında arkasında vezin ve kafiye desteği bulunmayan Serbest yazılan şiirler iki ucu keskin kılıç gibidir. Serbest yazılan bir şiir vezin ve kafiye desteğinden yoksun olduğu için böyle bir şiirin bir sanat ve edebi değer taşımasınıyabilmesi için tek alternatif kalıyor.. O da şiirdeki mısraların duygu ve düşünceyi ifade ederken, anlam yüklü olması ve en etkili biçimde bu duygu ve düşünceyi ifade edebilecek donanıma sahip olması gerekirken, Duygu ve düşüncenin şiir metninin bütün yapısına etkin biçimde hakim kılınmasından geçer. ( Serbest şiir hece ve kafiye baskısından tamamen kurtulmuş olduğundan, en başlangıcından sonuna kadar bu imkanı sınrsız bir şekilde zaten şaire verir.) Elbette bu da: Duygu ve bilgi yoğunluğunun, kültür birikimi ve doğuştan gelen edebi bir yetenek ile uyumlu ve ahenkli birlikteliğini gerektirir.
Şiir hem vezinsiz kafiyesiz yazılacak, hem de duygu ve ifade etme fakiri mısraların bir araya getirilmesi ile oluşturulacak, üstüne üstlük bir de, aşırı duygu yüklenimi ile çöken mısra yanında duygusuz ve ifadesiz kaldığı için ayağı yere basmayan havada uçuşan mısralar bulunacak; o zaman da : Bülbülün tahtında bülbülün nağmesi işitilmez olur.
Bütün bunlar göz önünde bulundurulduğunda: Sizin bu şiirinizin tamamına hakimiyetinizi ve şiire ustalıkla yön verişinizi, Duygu ve düşüncenin şiir metninin tamamına etkili ve anlamlı olarak ustalıkla aktarış üslubunuzu kutlarım.
Beğenerek ve saygı duyarak okuduğum bu şiirinize Tekirdağ'dan İkinci Tam Puan geliyor. Benden önce bu şiire Tam puan veren şair kardeşime teşekkür ediyorum.
Kardeşimin sayfasına başarılarının devamı dileği ile sevgi ve saygılarımı getirdim. Lütfen kabul buyurunuz.
Her şey sizin ve sevdiklerinizin gönlüne göre olsun.
Dr. İrfan Yılmaz. -TEKİRDAĞ.
TÜM YORUMLAR (14)