Gül mevsimi geldi mi her şey bize yâr olur
Gönüller gül kokarken geceler nehâr olur
Bad-ı saba getirir diyâr-ı gülden koku
Figan eden bülbüle şifayâb rüzgâr olur
Gözyaşıyla yoğrulur şebnemler yanağında
Sen benim sarhoşluğumsun
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış
Devamını Oku
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış
"Aşk" , "Işk" kökünden türetilen bir kelime olup, mana olarak da, sevenin sevdiği kişiyi- tıpkı sarmaşığın kendisine payandalık yapan canlı ağaçlara yaptığı gibi- severken boğup öldürmesi demektir.
"Sevda", yeni dilde ve lisan-ı tıpta adına "Melankoli" denilen çok tehlikeli bir ruh ve akıl hastalığının eski dildeki adıdır ki, daha ziyade "Kara sevda" diye tesmiye edilir.
Hayırlı, meşru, fıtri, makul ve baki muhabbetler dilerim.
Benzetmeleriniz,işlediğiniz tema ve gayet nezih akıcı bir üslupla bezenmiş şiiriniz için tebrikler... Unuttuğumuz tadı yakaladım gül,bülbül ve gülistan'lı mısralarınızda.Nicelerini okumak temennisiyle...
bence türünde mükemmel bir şiir. Sadece bir kaç Arapça Farsça kelime kullanmış diye bu kadar tantana çıkarmak yersiz. Türkçeyi korumaya çalışanlar Kültürümüzde yer alan kelimeleriden değil yeni yetişen neslin kullandığı kelimelerden kurtarsınlar. Şairin Türkçe anlaşılır sade özellikle çocuklar için yazdığı şiirler de var, bu dili anlamayanlar onlardan okusunlar.Her seçilen şiirin altında bu tür tartışmaları görmekten yoruldum. O kelimeler bu şiire yakışmış diye düşünüyorum. Şiiri beğendim, haklı bir seçim olmuş. Tebrik eder başarılarının devamını dilerim şairimizin. Selametle kalın.
'Nehâr, Bad-ı, şifayâb, cuybâ'
sayın hızlı şairler ne zamandan bu yana bu sözcükler öz Türkçe..
Kendini üstün sanan sözüm ona hemen saldırma ve kimin cahil/aydın olduğunu şip diye bilen tetiğı çekmeye hazır silahşor şairler sizi..Sizi gidi sizi ..önce insan nitelikleri ve iletişimi.. Bundan yoksun vay zavallı üstün.üstat/aydın şairler sizi vay...
Bu ayda; Nazım Hikmet ,Behçet Necatigil , Özdemir Asaf,Bedri Rahmi Eyüboğlu,, Sabahattin Ali,Orhan Veli Kanık , Karacaoğlan, Ziya Gökalp, Ahmet Hamdi Tanpınar,Mehmet Emin Yurdakul, Cahit Zarifoğlu gibi şu anda aklıma ilk gelen Türk edebiyatının isimleri genel kabul görmüş şairlerden örnekler verildi..
Bir o kadar da amatör olarak kabul edeceğimiz sitemizin şairlerinden isimler yer aldı..
bunların şiirlerinin tamamının muhtevası da dini nitelikli değildi..
Benim kişisel görüşüm insanların inançlarını veya inanmamalarını tahkir veya tezyif etmemek gerekir..Bu sadece ramazan ayına mahsus değildir üstelik..Tekrar ederek söylüyorum benim şahsi görüşüm ve şiir seçimindeki titizlendiğim kriterlerimden birisidir bu
Elbette daha iyisi yapılabilirdi..Mükemmelin sonuna gelinmiş olsa artık şiir yazmaya da ihtiyaç olmazdı..Şiir beğenisinin nesnel yanları olduğu gibi öznel (kişisel, sübjektif) yanları da vardır..
Daha önceleri de belirttiğim gibi belki de ülkemizde katılımı en yüksek bu şiir sitesinde okuyucu profilindeki bakış açısı yelpazesinin çok uçlu olarak oluşması da normaldir
ne robinson ne de cuma tarafından bakmamaya , ama her ikisi tarafından da bakabilme gayretine kendimizi zorlamalı ve özen gösterebilmeliyiz diyorum..
Bu şiir bir şaheser değil benim gözümde de.Ama inanın bu şiirden hoşlananlar da var..bunu biliyorum..
Tüm yorumculara saygı ve sevgilerimle..
çok güzel bir türkçe ile yazılmış güzel bir şiir
Tebrikler şair, güzel şiir olmuş Gül Bestesi
Sayın Ahmet Erdem.. Şimdi sizin şu mesajınızda şiirle ilgili yorum ve eleştiri var mı? Siz buraya sadece şiirle ilgili yorum yapılması söylüyorsunuz ama siz de kendinize göre şimdi ve burada şuanda bu mesajla bunun dışına çıkarak kendi mesajınızı veriyorsunuz. Bir konuda paradoks ve çifte standart olunca hemen göze çarpıyor? Ayıca: “Lütfen akşam akşam beni yormayın.” Diyorsunuz.. Bu üslupla buradaki bir üyeye yapılan tüm diğer üyelere yapılıyordur.. Madem öyle neden sayın Buldu’ nun özeline yazmıyorsunuz da buraya genele yazıyorsunuz ki? Ne demek bu biraz açıklar mısınız? Yani göz dağı mı veriyorsunuz?
Ve lütfen bize hangi fonksiyonel açıdan bu açıklamayı yaptığınızı da açıklar mısınız? Yoksa sizin kim olduğunuzu bu sayfalarda yüzlerce inansın mutlaka tanıması mı gerektiği şartı da mı koydunuz?
Şunu bilin ki genel boyutta ki edebiyat ve bir edebiyat site si dinden ve devrimden, devletten ve inançlardan, izimler ve saireler üstüdür..onda mutlaka olması ve temel kaynağı..olmazsa olmazı ‘ objektifliktir’ .. Sizin ramazan ayıdır diye sizin göreviniz din ağırlıklı şiirleri gün be gün burada yayımlamak tan önce olmaz sa olmaz ‘ tarafsızlığı” yansıtmaktır..
Şiir yorum yapma konusu ise.. Günümüz Türkçesi ve çağdaş ölçütlerden uzak ve günümüz gençliğine kapalı ..imgeleri anlayabilmek için sözlükten sözlüğe koşturan nitelikte ve oldukça ağır mı ağır akıcı değil görüşündeyim.. Buna karşın anlaşılır sözcük örnek ‘gül’ şiir de defalarca kullanılmış..
Şaire ve şiire saygı her zaman..
Saygılarla
Evet; bir gazel... Ölçü, uyak ve rediflerden kaynaklanan bir ritim ve ahenk... Şiiri okudunuz hoşunuza gitti! Peki ne verdi size? Beş dakika sonra ne kaldı aklınızda? Saman alevi gibi uçup giitti değil mi?... Çünkü günümüzün şiiri değil de ondan, içi boş kalıplaşmış süslü sözlerden oluşmuş da ondan. Bu nazım şeklinin en güzel örnekleri 16. yüzyılda verildi. Açıp bakın Fuzûlî'nin Bâkî'nin, Nâbî'nin ve daha nicelerinin şiirlerine binlerce örneğini bulacaksınız orada... Şimdi bu arkadaş bu gazeli yazmakla Fuzûlî, Bâkî mi olacak yani. Haa! yazmış, yazabilir, özgürlüğü vardır kimse bi şey demez. Ancak yazdığı taklitten öte geçemez. Öyle değilse bile bir etkilenim şiiri olmadığını kimse iddia edemez. Divan edebiyatı da bizim. Öğreneceğiz, öğreteceğiz; ben de öğretiyorum gazelleri, kasideleri vs. Ancak Divan edebiyatı, 18.yüzyıl sonlarında Şeyh Galiple birlikte miadını doldurarak Edebiyat Tarihindeki yerini aldı ve köprülerin altından çok sular aktı... 21.yüzyıla gelelim beyler, 21.yüzyıla!... 16,yüzyılda takılıp kalmayalım.
Kalemi bu güzel çalışması için tebrik ederim.
Saygılarımla....
Bu şiir ile ilgili 27 tane yorum bulunmakta