Gül Açılır Kar İçinde.......Dosya Şiiri ...

Mehmed Sarı
620

ŞİİR


8

TAKİPÇİ

Yerleştirildi omuzlar arasına
kara plastikten ağır bir lahana
yavaş yavaş ve ürkütmeden
insan soyunun gecesini gündüzünü
oturtuldu kanala vida
prangalı robotlar doldurdu yeryüzünü...

Tamamını Oku
  • Işık German Ersoy
    Işık German Ersoy 02.10.2012 - 00:12

    * Keşke olabilse...Hümanist düşlerinizi sonsuz kutluyorum.*

    * 10 Antoloji Yıldızı *

    Cevap Yaz
  • Bülent Aydınel
    Bülent Aydınel 01.10.2012 - 09:34

    Uzun soluklu büyük bir emek ürünü çalışmanızı kutlarım,saygılarımla sayın şair...

    Cevap Yaz
  • Mehmet Safi Sarı
    Mehmet Safi Sarı 29.08.2012 - 00:29

    Adaşım;çevreci,toplumcu,insancıl ve barışsever bir insan olduğunu zaten biliyordum.Nasıl bir cevher taşadığını bu şaheseri okuyunca daha iyi anladım.Kapitalizm eşeği boyar babasına tekrar satar.Üzerinde yaşadığı dünyayı yaşanmaz hale getirmekten çekinmez.Kızılderili şefi Çılgın At der ki:SON KUŞ AVLANDIĞINDA VE SON BALIK TUTULDUĞUNDA,BEYAZ ADAM PARANIN YENMEYECEK BİR ŞEY OLDUĞUNU GÖRECEKTİR.
    ''Müzeye konmuştu
    son muz fidanı Anamurda
    ve son çay ağacı kuytu eteklerinde
    kartal gagalı Kafkas dağlarının,
    Temel klonlama çabasındaydı
    karadeniz zekasının incelikleriyle
    sabah ezanıyla işe koyulup
    bırakarak işi bir saat önce
    öğle vaktinden,
    hamsi soyunu yeniden
    kendi kurduğu laboratuvarında
    yıllardır kavanozda sakladığı
    salamura hamsilerden... '' Harikasın adaş.
    Bugün bir silahlanma yarışında olan ülkelerin masum görünen sıradan vatandaşı da betonlaştırma yarışında ve doğanın canına okumaktadır.El birliğiyle sonunda doğayı bitirmeyi başaracaklar gibi görünüyor.
    ''Bu yolları biz döşemiştik
    ışıl ışıl akan yağmur sularınca
    Pasifik kıyılarından Atlantik kıyılarına,
    Bu fabrikaları biz kurmuştuk,
    Bu madenleri biz açmıştık,
    Okulları, kitaplıkları, yurtları
    ve makina istasyonlarını,
    Bu tarlaları biz donatmıştık
    dolup dolup taşan ambarlarla...

    Önü alınmaz sevda seliydik
    akardık durup dinlenmeden çağlaya çağlaya...
    Gönülleri deli poyraz yeliydik
    eserdik dağlarda, ovalarda
    eserdik kırlarda, şehirlerde
    eserdik madenlerde, fabrikalarda... ''
    Evet Adaş üretici idik.Sıradan ama değerliydik.Cehalete mahkum eden değil aydınlığa ve ileriye ileten.Üretendik,üreten.

    ''Işıktık karanlıklara
    em idik sayrılara
    memeydik bebeklere
    iş idik,
    aş idik,
    kitap idik,
    kumaş idik,
    gören göz, okşayan el
    göğüslerde yürek idik,
    Geldik destanlar yaratarak,
    Kaybettik geleceğimizi uyuklaya uyuklaya... ''
    İşte meselenin kaynağı,püf noktası...işte zurnanın ''zurt'' dediği yer.''Kaybettik geleceğimizi uyuklaya uyklaya'' işte sırf bu yüzden kaybettik.Biz bunu hep yaparız.Biz sabahın erken saatlerinde bilmem kaçıncı renkli rüyamızı görürken, elin sakallı yobazı; üşenmeden o saatte bisiklet veya motosikletle kapı kapı dolaşarak daha evvel binbir hüner göstererek abone yaptığı kişilere, ortaçağdan kalma fikirleriyle doldurduğu gazetelerini dağıtıyordu.Onların eşleri de ev ev dolaşıp seminerler veriyordu.Eee...sonuç ortada.Tam istediği kıvama getirdiler insanları.Şimdi ektiklerini biçiyorlar,meyvesini yiyecekler tabii ki.Bizim aydınlar,sosyalistler,sivil toplum kuruluşları vs. neredeydi.Şimdi dizlerine vurup''yahu bunlar nasıl tek başına iktidar oldu,hem de kaç dönemdir?''demenin alemi var mı?
    İşte meydanı kapitalistlere bırakan antikapitalist insanlar da bu şaşkınlıkla beraber dizlerine vurup bu şekilde hayıflanıyorlar.
    ''Hey gidi koca yıllar
    yaşlı başlı
    utkuyla taçlı
    ve ihanetle damgalı yıllar... '' direrek derin derin içimizi çekiyoruz.
    Altını üstünü
    kenarını köşesini yoklayarak
    ve yobazlığın bin yıllık
    zehirli havasını koklayarak
    kara cübbeli mollaların cumhuriyetini
    dolanı dolanı
    geçip gidiyoruz sağından solundan
    kıyısından bucağından,
    Çalıyı dolanmak yeğdir demiş anadolu insanı
    olaki bu canavarlar
    dişlerini geçireler allah adına bacaklarımızdan... ''
    Sözün burası o kadar güzel ve doğru ki hayran kaldım.Ne yazık ki çalıyı dolaşsak da dişlerini bacağımıza geçiriyorlar.Maraş'ta,Çorum'da,Sivas'ta,Gazi'de bunun örneklerini beyinlere kazıdılar.
    ''Hey gidi efsane yürekli yiğit işçiler
    demir pençeli devrimciler
    ve her biri bir sıra neferi olan önderler...

    Hey gidi içi boşalmış kokteyliler
    masa başı efendileri...
    Ve,
    ah ulan,
    düşmanın içimizdeki sinsi temsilcileri...

    Ağlamak hiç yakışmıyor gözlerimize
    Yüreğimize feryat- figan yakışmıyor,
    Bizdik kasırgalar gibi kopup gelen
    alaca kızıllığında şafağın,
    Bir damla kanla
    sıvayıp gittik gün batımlarını
    gönül sızlanışlarıyla yığınların
    yeniden doğumlara
    dölleyerek geleceğimizi...
    Nasıl kaybettiysek yarınlarımızı
    yine öyle kazanmak durumundayız
    tarih zorunlu kılmaktadır bu yola bizi! ''
    Hah! İşte bu ! Ama elli yıl mı? Yüz yıl mı sürer? Onu bilemem.
    O kadar katı bir şekilde yerleşmiş ki;kapitalizmin insanların ve doğanın iliğini kurutmadan gideceğini zannetmiyorum.Kapitalizmin cicili-bicili,Cocacola'lı,Mc Donald'lı,Ferrarili,Hollywood'lu dünyasını insanların kolay kolay bırakacağını sanmıyorum.Bu da onların ve doğanın sonu olacak korkarım.
    ''kapitalizm
    ölü evinde mendil satar,
    idam yerinde urgan...”
    ''Eli kanlı kürk tüccarları
    demirle başlarını ezerek avlıyorlar
    kutup bölgelerinde fok balıklarını. ''
    Ne yazık ki böyle yerinde sözler de,böyle acı gerçekler de insan yığınlarını kapitalizmin karşısına dikecek kadar etkili olamıyor.
    Çok güzel ve etkili yazıyorsun adaşım.Destan yaratmışsın.Kutluyorum.







    Cevap Yaz
  • Feride Bektaş
    Feride Bektaş 01.01.2011 - 02:21

    Üstat öyle bir tablo sergiledinizki gözlerimde bir bir canlandı,içim ürpererek.Ne yazık ki gerçekler acı oluyor, bir şamargibi iniyor insanın yüzüne.Yüreğinize sağlık diyor ve hakketiğiniz tam puanı gönderiyorum.

    Cevap Yaz
  • Âşık Çağlari Muammer Çalar
    Âşık Çağlari Muammer Çalar 29.03.2010 - 19:37

    harika bir nesridi okuduğum kutlarım usta kaleminiz hocam saygılar

    Cevap Yaz
  • İbrahim Şahin
    İbrahim Şahin 04.02.2010 - 13:05

    Organik canlı, organik bağ, organik denge
    Yanan ormanın sıcağında kavrulur toprak
    Lale- çimen küskün, bezemez morunu- yeşilini
    Kuşlar yasını tutar, vurur kendini, dağa bayıra

    Organik canlı, organik bağ, organik denge
    Haber taşır yedi iklim, yedi cihan, bayram havası
    Haber taşır şimdi yedi iklim, yedi cihan, yas havası
    Kışlar küskün, baharlar yitik, yazlar kendi başını yakar

    Ey elinde manevala, dengelerle alt üst yarışanlar!
    Sizin dünyanız da, dengede dengelenir bilesiniz
    Dengeler alt üst olursa; sanmayın ki size özgü bir yer kalır
    Kabaran denizler sizi de yutacak, ısınan çöller sizi de kavuracak…

    Tebrikler.

    Cevap Yaz
  • Murat Aydın Doma
    Murat Aydın Doma 02.02.2010 - 21:34


    Çağlar boyunu kapsayan bir tarih düşmekti insanlık adına. Birkaç bölümde incelenmesi gereken destanı ve toplumsal uzlaşı bildirgesi gibiydi tüm emekçi halkların.
    Doğudan doğan şiir güneşine selam olsun.
    Saygıyla...

    Cevap Yaz
  • İnci İnceer
    İnci İnceer 29.01.2010 - 18:48

    İşte dünyanın resmi, yarasından sızan kana batıra batıra çizilen...

    Büyük bir yürek eforu...
    Emeğinize yüreğinize saygılarımla...

    Cevap Yaz
  • Yunus Karaçöp
    Yunus Karaçöp 29.01.2010 - 00:03

    Üstadım..

    Uzun bir ayrılıktan sonra sayfanda olmak vede bu harika
    destanının sofrasından ziyadesiyle nasiplenmek beni
    sonsuz bahtiyar etti, teşekkürler vede TEBRİKLER..

    Selam vede muhabbetlerimle Allaha emanet ol..yunus karaçöp..yudumyunus

    Cevap Yaz
  • Hicran Yıldız Cantimur
    Hicran Yıldız Cantimur 28.01.2010 - 13:54

    Bu kadar uzun ve bu kadar okunası......çok güzeldi anlatım ve güzel bir çalışmaydı tebrikler

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 37 tane yorum bulunmakta