Gügüm..gügümüm.. Şiiri - Hasan Ceylan

Hasan Ceylan
105

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Gügüm..gügümüm..

”gözlerim gibi masmavi akacak” denilen Haliç,Altınboynuzun …
İşkembelerinde eridi gitti bile…
Papazı,demir çekme fabrikası..Lazoğli tersenaleri..yağ-konserve fabrikaları
Babam maliyede gece bekçisi olarak çalıştığından
Ve malum fakir-fukaralıktan ………………………..verilirmiş,verilmiş…
Yıkık,dökük,beklide virane…ama bizler için Saray gibiydi..
Elektrik var ama,zil…yerine Çan vardı
İki katlı ahşap-kargir binalar…alt katta,bir
üst katta 2 aile çok rahat otururdu…
Biz önceleri alt kattaydık,rutubetli idi.
diğer odanın altında su kuyusu vardı..ve ocaklık…
Bir laz komşularımız vardı…İsmail abi-Kamil abla çifti..
Nihat-Aysun-Aysel adlı da 3 çoçukları vardı…
İsmail abi sabah erkenden kalkar,kah arka bahçede horoz döğüştürür
Kah oltası elinde Galata köprüsünde balık tutar,kah satar,kah evine getirirdi..
Bende yarenlik yapmadım değil hani…
Bizler kalabalık aileydik..7 karındaş…birde çok ziyaretçimiz olurdu
Akraba,akrabayı taallukat,memleketli..candaşlar…
Herhalde İsmail Amcalar belini doğrultmuş olacak ki…taşınacaklardı
Bizdende evlerine hava parası istiyorlarmış…
Yıl 69-70 bilemedin…70-71…
Babam elime şunu Ana’na ver diye şıkıştırdı…Şunuda Kamil ablana ver dedi mi..
Demedi mi…bilmiyorum…
Yinede akıllanmış olacağım ki…Çoçukluk işte,elime parayı verirler
Sıkı sıkıya tut derler…
Tutardım sıkı sıkıya..eve gelir bakardım ki elimden meretler uçmuş…yani düşürmüşüm..
Birde çaresiz başa kakmalar,hayıflanmalar…
Ne kadar ağlar,hayıflanır üzülürdüm…bir bilseniz..
Ama bu sefer düşürmemiş,kuşlarımda kaçamamıştı
Candaş aileler olmuştuk onca kalabalığımıza rağmen…
Eve geldiğimde Anamdan önce onları görmüş olacağım ki…
Çoçukluk …verdim…yine özgürlüğüne kavuşturmuşum kuşlarımı..
Aman Allah…tam taşınacakları sıra bir kızılca kıyamet koptu aramızda
“sen..! nasıl verirsin a oğul! ”tabi bir güzel de nasibimize…cennetten çıkma..!
Anam ister vermezler…
O Kamil abla ki…nuh der,peygamber demez…
İş gene bana düşmüştü..çok ta içerlemiştim…
Aysun..üstelik mutfakta bahceyi seyrederken …
sesizce mutfak olarak kullanılan odacığın kapısını sessizce açıp
tin tini hanım gibi ayak uçlarımın üstüne balerinler gibi basarak…
ve de su dolu bakır güğümü…Kartalın gagasıyla kapar gibi kaptım..
sakladım..
O zamanlar nerede…evden eve nakliyat..!
Bir At arabası tutmuşlar gariblerim…
Bir taşınma hengamemi..birde benden kaptıkları büyük lokma
“Anam…Helal etmiyorum Kamile..! ”O para bak bu çoçukların matfak parası desede…
Nafile..nafile..!
Tabii taşınma faslı bitince
Anama..Ana ben de onların güğümlerini sakladım..
Anam…Hayat tecrübesi…”-bunu derhal saklamak lazım “deyip
Suyunu boşalttığı gibi hemen bir çuvala koyup…
Al bunu şu komşuya götür…dedi..Götürdüm,tenbihledim..
Akşam olmuştu..Bir Polis,bir bekçi…yana tutuşa Güğüm arıyorlar..
Gügümümde Gügümüm…
Ama evimizin her tarafını didik didik arayıp altını üstünede getirmişlerdi
Polis amcalar…elindeki feneri en mahrem yerlere ekskavatör gibi tutuyorlar
Ama bulamıyor…bulamıyorlardı…
Biryandan da yine benim ahmaklığım…parayı verişim ve kaptırışım üzerine
Ver..vermem…,! verirsin,vermezsin kavgası…
Tabi iki polis bir bekçi değil ordusu gelse,gene bulamazdı
Güğümüde emin ellere özgürlüğüne kavuşturmuştum çünkü..
Çoçukluğumun geçtiği Yerebatan sarnıçında Cemal Süreyya anma gecesinde
İçimdeki dehlizdi bunlar…
Çoçukluğumda bir kez daha girmiştim …Şükran Karlıova hocam…
Sırayla bizi merdivenlerden indirişi…
Yine beton sütunlar,damlayan su damlacıkları,bir kayık..
Birde eskiden Alemdar Karakolunun arka tarafında yapma fıskiyeli havuzlara
Taş çıkartan..raf gibi göletli,kırmızı balıklar,ve sular …yukardan aşağıya akan,damlayan sular…
Süngerimsi kayacıklar…Kayacıklar…

Hasan Ceylan
Kayıt Tarihi : 12.7.2010 00:46:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Hasan Ceylan