hangi tarafa baksam
birşeyler kırılıyor
adressiz mektuplar alıyorum
umulmadık yerlerden
telefondaki ses
Sen benim sarhoşluğumsun
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış
Devamını Oku
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış
Herkesin bu şiirde hoşuna giden bir mısra vardır en azından. Fakat biraz imgelere mi boğulmuş, söz oyunlarının içinde mi kaybolmuş..isim koyamadım ama.. herşeyin ötesinde duygularda bir tat bırakmayı başarmış. Gönlünüze sağlık..
Emeğe saygı...Tebrikler...
'sevgilim
sana varmak çoğaltıyor kendini..'
hani adettendir şiirin can alıcı yerleri alınır sergilenir..aslında tümünün sergilenmesi gerekirken ben yine de son dizelere kilitlendim..yüreğinize sağlık..
ŞİİR OKU/YORUM
Guguklu saat
hangi tarafa baksam
birşeyler kırılıyor
adressiz mektuplar alıyorum
umulmadık yerlerden
telefondaki ses
düşüyor kırılıyor
sevgilim
gülün batıyor
kanıyorum kırılan yerlerimden
gıyabında tutuklanmış ağzımda dilim
bir yanım icra vurgunu
bir yanım senden vurgun
çırılçıplak bir tiksinti kokuyor
yatak odalarında
kimi aşkta ihaneti yaşıyor
kimi ihanette aşkı
gözlerin
gözlerin geliyor aklıma
birileri bir mitingi soruyor
su kı
rı
lı
yor
bir kelebek fayanstan kurtuluyor
guguklu saat sustu
hep bir şeyler kırılıyor
çocukların ölüm çığlıkları
yutkunuyor cepheden gelen telgraflarda
bir sözcük terk ediyor şiiri
bir şiir şairini terk ediyor
sevgilim
sana varmak çoğaltıyor kendini
Gülcemal Durdu
Evrende var olan her şeyin bir amaca hizmet ettiği yadsınamaz. Maddenin sakınımı yasası “Var olan yok olmaz, yok olan var olmaz” der. Öyleyse evreni oluşturan her varlığın (biz birbirinden bağımsızmış gibi görmüş olsak da) bir bütünü oluşturan üniteler olduğunu kabullenmemiz gerekmektedir. Yasa böyle olmasına rağmen gene de nesneleri ve kavramları algılayış insandan insan farklılık gösterir. Bu algılayıştaki farklılıklar belki de yaşamı anlamlı kılmaya yöneliktir.
Nesnelere yada kavramlara bir şair gözüyle bakıldığındaysa bu algılayışın, bu farklılığın daha başka ve daha çarpıcı olduğu görülür. Normal bir insanın algılayışından farklıdır. Güzellik görenin gözündedir der bir özdeyiş. Şair ve şiir normal insanın görmediğini algılar. Nesnelere ve kavramlara bu farklı bakış yaratıcılığın sonucudur. Bu şiire dönüştüğündeyse sanat ve sanatçılık oluşur.
Bir guguklu saat ve çevresindeki diğer nesnelerin varlığından işlevinden yola çıkan şair ve şiir bir ürün olarak yaşama bir değer katar. Bu değer yaşamı algılayışı değiştirmek başka algılayışlara dönüştürmek amacı taşır çok zaman.
Şair gözlemcidir. Bu gözlemini şiirle ifade eder. Gözlemin işlevi ise yaşamı daha anlamlı, daha yaşanılır kılmak olmalıdır. Şiir bunu ya açıkça yol göstererek yâda kişinin duygusal yaşamına renk katarak yapmaya çalışır. Şiirin ana işlevi bugünü geleceğe taşımaktır. Buna tarih oluşturmakta diyebiliriz. İnancım o ki Tarih yazıyla değil şiirle başlar. Yazı, onu kayıt altına almıştır.
Şiir bilinçli ya da bilinçsiz olarak şairin keyfine göre yazılmış olabilir. Bu şairin yaratıcılık duygularının, sanatçı egoizminin bir sonucudur. Burada şaire, okura sunduğu şiirde yaratıcılığını ve sanatçılığını ustaca kullanmak sorumluluğu düşer yalnızca. Şiirin neden yazıldığı değil ne anlattığı önemlidir. Bu nedenle okur şiiri bu açıdan değerlendirmelidir.
Değeli şairimiz Durdu, Guguklu Saat adlı şiirinde ihanete tepkisini, çevresini oluşturan nesneleri kendisiyle özleştirerek verirken onları biz okurlardan farklı algılayışının güzel bir örneğini sunmakta…
hangi tarafa baksam
bir şeyler kırılıyor
adressiz mektuplar alıyorum
umulmadık yerlerden
telefondaki ses
düşüyor kırılıyor
sevgilim
gülün batıyor
kanıyorum kırılan yerlerimden
Şair sevgiliye bir serzenişte bulunuyormuş gibi yaşamda gözlemlediği olumsuzlukları vurgulayarak başlamakta şiirine… Sesin kırılması imgesi bu serzenişinin okurda çarpıcı bir biçimde algılamaya yol açmakta. Yaratıcılıkta burada ortaya çıkmaktadır. Gül şiirde olsun yaşamda olsun güzelliği hoşluğu simgeler. Gül batmaz ancak onu koruyan dikeni batar. Bu şairin nesne ve kavramları algılayışındaki farklılıktır. Anlatılmak istenen her okura göre değişse de bana göre sevgilinin yarattığı olumsuzlukları şaire yansıtması bu olumsuzluktan şairin rahatsız oluşudur. Büyük acılar duyuşunu vurgulamaktır. Yaralanmak bedene acı ve elem verir. Ölümün bir adım öncesidir kimi yaralar. O denli büyük acılar duyuşunu zarafetin, letafetin simgesi olan bir gülle vermek sanat olarak ortaya çıkıştır. Yaşadığı acıların kendinde açtığı yaranın benliğinde oluşturduğu olumsuz etkiyi ise hukuki olumsuzlukla dile getirir.
gıyabında tutuklanmış ağzımda dilim
bir yanım icra vurgunu
bir yanım senden vurgun
Derken uzak gözüken bir öngörmeyle İcra işlemlerinin benliklerde ve toplumda oluşturduğu yıkıma dikkat çekmek ister gibi hukuka ince eleştirisel yollama yapar. Sevgilinin davranışının da bu denli yıkıcı olduğunu vurgular.
Çırılçıplak bir tiksinti kokuyor
yatak odalarında
kimi aşkta ihaneti yaşıyor
kimi ihanette aşkı
Şairin nesneleri ve kavramları aracı ederek anlatmaya çalıştığı acıların kaynağı olan şeyse aşka, aşkına ihanettir. Bütün olumsuzluklara rağmen aşka sahip çıkar, onun koruyuculuğuna soyunur şiir. Aşkın ihaneti hak etmediğini etmediği böyle bir olgunun aşkı aşağıladığını vurgulamaya çalışır. Fakat buna rağmen ölüme rağmen yaşamın sürdüğü gibi diyalektik bir yaklaşım sergiler. Tez anti tezini doğurur. Kimi (kendisi) aşkta ihaneti yaşarken bu ihanetin bir başkasına yeni bir aşk olduğu gerçeğini kabullenir.
gözlerin
gözlerin geliyor aklıma
birileri bir mitingi soruyor
su kı
rı
lı
yor
bir kelebek fayanstan kurtuluyor
guguklu saat sustu
Fakat bu kabullenme acılıdır. Canını yakar, birlikte yaşadığı çevresinde olan nesnelerin bile canını yakacak kadar acılıdır. İsyanını bir miting tepkisiyle ortaya koymak ister. Kendisiyle birlikte çevresindeki nesnelerde bu isyanını paylaşır. Onlar bile bu acıya katılmamazlık edemezler. Kelebek amaçladığı fayansa tutunmaktan vazgeçer. İşlevi zamanı göstermek olan guguklu saat bu işlevini yerine getirmez olur. Su KIRILIR.
Şairin ve şiirin duyduğu acı, ihanete karşı duyduğu isyan bu kadarla kalmaz. Çevresini saran her şey kırılmaya başlar.
hep bir şeyler kırılıyor
çocukların ölüm çığlıkları
yutkunuyor cepheden gelen telgraflarda
bir sözcük terk ediyor şiiri
bir şiir şairini terk ediyor
Şiirin yapısını oluşturan sözcük şiiri terk eder. Yaşamın canlılığının en büyük en canlı göstergesi olan çocukları ölüm çevreler, çığlıklarına yansır. Savaş telgraflarda kendini duyurur. Barış yok olur. Olur da…
sevgilim
sana varmak çoğaltıyor kendini”
…hiçbir şey gene de yok edemez aşkı.
Şiir tekniği olarak çok güzel imgelerle okuru düşündürmeyi amaçlayan bu nedenle okuru zorlayan bir şiir olmuş. Şairin, noktalama işaretlerine ve yazım kurallarına uymayarak bu düşünceye derinlik kazandırmak istediğini düşündüm. Tekrar gibi gözüken kırılır sözcüğü serbest şiirin uyağı olarak gördüğüm ses uyumunu sağlamakta kullanılmış. Çocukların ölüm çığlıkları /yutkunuyor cepheden gelen telgraflarda” dizeleri şiirden biraz kopuk gözükmesi açısından çıkarılabilir. Zira şiirin akışında nesneler konuşturulmuşken çocuk kavramıyla bireyi sokmak şiire aykırı durmakta… Final, çoğu okura ters gelecektir Çoğu okur şair kadar yüce gönüllü olamayacak ihaneti bağışlamayacaktır kanısındayım. Ben güzel bir şiir okuduğum kanısındayım. Şairi kutluyorum.
Metin YALTI
14.Eylül 08 Sadabat
Ben iki kez okudum yanılmayayım diye, bana bir duygu vermedi şiir. Bana göre şiirden, şiirsever bir kez okuduğunda bile bir duygu iletişimine kapılmalı. Bana bir duygu iletişimi olmadı. Secici Kurulun kiriterleri neler acaba ?.
Aklım kırılıyor
Canım çığlıklar atıyor
Kırılmış yerlerinden
Ama ben yine bu şiirleri okumaktan kendimi alamıyorum.Kalın sağlıcakla...
Enver Özçağlayan
ARKADAŞLAR BEN BU ŞİRRDE KENDİMİ BULAMADIM AMA KENDİMİ BULDUĞUM Bİ ŞİİR VAR KENDİNİ BULMAK İSTEYEN Bİ BAKSIN ŞAİR VE ŞİİR ARAMADAN HATİCE KILIÇIN BEN BENİ ÖLDÜRMÜŞÜM ADLI ŞİİRİ SÜPER BİŞEY YA
gayet iyi arkadaşım kalemine sağlık
guzel tbrkler sevgilerimle
şiirde pierre reverdy de var, orhan veli de, karma bir üslup belki bilinçli belki bilinçsiz ama ben sevdim...
Bu şiir ile ilgili 24 tane yorum bulunmakta